तुर्की में pişirmek का क्या मतलब है?
तुर्की में pişirmek शब्द का क्या अर्थ है? लेख में तुर्की में pişirmek का उपयोग करने के तरीके के बारे में द्विभाषी उदाहरणों और निर्देशों के साथ-साथ पूर्ण अर्थ, उच्चारण की व्याख्या की गई है।
तुर्की में pişirmek शब्द का अर्थ पकाना है। अधिक जानने के लिए, कृपया नीचे विवरण देखें।
pişirmek शब्द का अर्थ
पकानाverb Gazla mı yoksa elektrikle mi yemek pişirirsin? तुम बिजली से खाना पकाती हो या गैस से? |
और उदाहरण देखें
Çok az kalan yiyeceğini pişirmek için ateş yakmalıydı; bu büyük olasılıkla onun ve genç oğlunun yiyeceği son yemekti. उसे आग जलाने की ज़रूरत थी ताकि वह एक अल्प भोजन पका सके—संभवतः वह आख़िरी भोजन जो वह और उसका बेटा खाते। |
Yemek pişirmek ya da ısınmak için odun, kömür ve doğalgaz yakıyoruz. हम भोजन बनाने या अपने आपको गरम रखने के लिए लकड़ी, काठकोयला, प्राकृतिक गैस और कोयला जलाते हैं। |
İlk seferinde, pişirmek için çocuğunuzun zevkle yiyeceği bir şeyi seçmesine izin verin. अपने पहले दौरे के लिए, आप अपने बच्चे को कुछ ऐसा चुनने की अनुमति दे सकते हैं जो उसे खाना पसन्द है। |
Yemek pişirmek için ocağın düğmesini çevirmek yerine, odun kesmeli ve ateş yakmalıydım. कुकर में खाना बनाने के बजाय, हमें लकड़ियाँ काटकर लानी पड़ती थीं और चूल्हे पर खाना बनाना पड़ता था। |
Süleymanın Mesellerinin son babı çok ve birbirinden farklı işlerin bulunduğunu gösterir; bunlara iplik eğirme, dokuma, yemek pişirmek, ticaret ve ev idaresi girerdi. नीतिवचन का अन्तिम अध्याय दिखाता है कि ये अनेक और विभिन्न थे; इनमें, सूत कातना, बुनना, खाना पकाना, लेन-देन करना, और सामान्य गृहस्थी प्रबन्ध सम्मिलित थे। |
3 Kızartma yapmak ya da tavada yağla pişirmek yerine fırında, ızgarada ve buharda pişirmek gibi yağın az kullanıldığı pişirme yöntemlerini tercih edin. 3 खाना पकाने के ऐसे तरीके अपनाइए, जिनमें घी-तेल का ज़्यादा इस्तेमाल नहीं होता, जैसे सेंकना, भूनना या भाप में पकाना। |
Tsarefat şehrinde yaşayan bu dul kadın yemek pişirmek için ateş yakmaya hazırlanırken İlya peygamber ondan su ve ekmek istedi. सारपत की वह विधवा चूल्हे में आग जलाने ही जा रही थी कि भविष्यवक्ता एलिय्याह ने उससे पानी और रोटी माँगी। |
Ne kadar geniş bir alanda başarılı olduğu dikkate değer—alım satım işleri, dikiş dikmek, yemek pişirmek, gayrimenkul yatırımı yapmak, tarımla uğraşmak ve ticari bir işi yönetmek. उसकी उपलब्धियों का विस्तार उल्लेखनीय है—ख़रीदना, बेचना, सिलाई करना, भोजन पकाना, भू-संपदा में पूँजी लगाना, खेती करना, और एक व्यापार चलाना। |
Eti doğru dürüst pişirmek ve eti muamele ederken koruyucu giysiler giymenin yanı sıra , hastalık taşıyan bir kişinin yakınında da korucu giysiler giymek ve elleri yıkamak yardımcı olabilir. मांस को उचित तरीके से पकाना और मांस से संबंधित कामकाज करते समय हाथों पर निवारक कपड़े पहनने से भी इसके सहायता मिल सकती है, क्योंकि ऐसी बीमारी से ग्रसित व्यक्ति के आसपास होने पर आप निवारक कपड़े और वाशिंग हैंड्स पहनते हैं। |
Hezekiel’in yemeği pişirmek için başka bir yakacak kullanmak istemesi, peygamberin bu olayı gerçekten canlandırdığını gösterir. यहेजकेल का यहोवा से ईंधन बदलने की गुज़ारिश करना और यहोवा का उसकी गुज़ारिश को पूरा करना, यह दिखाता है कि भविष्यवक्ता ने सचमुच अभिनय किया था। |
İçi etli olduğundan İngiltere’de biftek domatesi diye adlandırılan iri basık domates, dolma yapmak ya da fırında pişirmek için iyi bir seçimdir. अमरीका में बड़े-बड़े टमाटरों को बीफस्टेक कहा जाता है और यह नाम बिलकुल सही है क्योंकि उनका गूदा बहुत मोटा और सख्त होने की वजह से ये भरवाँ बनाने या बेकिंग के लिए काफी अच्छे होते हैं। |
Uyumak, yemek pişirmek ve giysilerimizi yıkamak için küçük teknemizde fazla yer olmasa da idare ediyorduk. उस छोटी-सी नाव में हम खाना पकाते थे, सोते थे और कपड़े धोते थे, हालाँकि उसमें ज़्यादा जगह नहीं थी। |
Amcam çiftlik işlerinde ve yemek pişirmekte kendisine yardımcı olmamdan çok memnundu ve kazancımızı yarı yarıya paylaşıyorduk. वे खेती-बाड़ी में और खाना पकाने में मेरी मदद पाकर ख़ुश थे, और हम अपने मुनाफ़े को आधा-आधा बाँटते थे। |
Bundan da öte yemek pişirmek gençlere evlenseler de bekâr kalsalar da ileride bir erişkin olarak taşıyacakları sorumluluklar açısından kendilerine çok yararlı olabilecek güven ve kendi kendine yetme gibi nitelikleri geliştirmelerinde yardımcı olur.—I. Timoteos 6:6 ile karşılaştırın. इसके अलावा, खाना पकाना युवाओं को आत्मविश्वास और आत्मनिर्भरता विकसित करने में मदद देता है—ऐसे गुण जो उनके लिए बाद में लाभदायक हो सकते हैं जब वे प्रौढ़ व्यक्तियों की ज़िम्मेदारियों को संभालेंगे, चाहे वे विवाह करें या अविवाहित रहें।—१ तीमुथियुस ६:६ से तुलना कीजिए। |
Yemek pişirmek, çamaşırları elde yıkamak ve akan suyun olmaması benim için yeni şeyler değildi. खाना पकाना, हाथों से कपड़े धोना, और बहते पानी की कमी मेरे लिए नए नहीं थे। |
● Yemek hazırlamak ve pişirmek ● आचार, पापड़ और दूसरे व्यंजन बनाना |
Önce, bütün ilgim pastalar, kekler ve diğer tatlıları pişirmek üzerinde odaklandı. पहले-पहल, बिस्किट, केक और अन्य मिष्ठान्न बनाने में मेरी ख़ास दिलचस्पी थी। |
Karımın yemek pişirmek için tuğladan yaptığı ocağı hâlâ hatırlıyorum. मुझे अब भी वह दिन याद है जब मेरी पत्नी ईंटों से बने चूल्हे पर खाना पकाती थी। |
Bir kaynak, bu sözler hakkında şöyle der: “Yahudiler sürgüne götürülürken toprakta kazdıkları çukurlarda ekmek pişirmek zorunda kaldılar. Bu nedenle ekmeklere taş parçacıkları karıştı.” एक किताब कहती है: “बंधुआई में जाते वक्त यहूदियों को मजबूरन ज़मीन में खुदे गड्ढों में अपने लिए रोटियाँ सेंकनी पड़ी थीं। इस वजह से रोटियों में कंकड़ मिल गए थे।” |
Isınmak ve yemek pişirmek için ‘hibaçi’ denen küçük mangallar aldık. हम घर को गर्म रखने और खाना बनाने के लिए कोयले की सिगड़ी ले आए, जिसे वहाँ हीबाची कहा जाता है। |
Her barınakta, ekmek pişirmek için küçük bir ocak ve tahılı öğütmek için bir değirmen taşı bulunan açık çatılı bir mutfak bulunurdu. हर घर में खुली छत वाली एक रसोई होती थी, जिसमें आटा पीसने के लिए एक सान और रोटी पकाने के लिए एक छोटा अवन होता था। |
Yemek Pişirmek Eğlenceli Bir İştir! खाना पकाने में मज़ा आता है! |
Odanın bir kenarında, yemek pişirmek ve su ısıtmak için odun yaktığımız bir ocak vardı; kardeşler suyu kovalarla taşırlardı. हम कमरे के एक कोने में लकड़ियों की आग जलाते थे और उसी आग पर हम खाना बनाते और पानी गरम करते थे जो हमारे भाई बाल्टियों में लाते थे। |
Kuşkusuz Saray da, o kültürde geleneksel olarak kadınlar tarafından yapılan görevleri yerine getiriyordu; bu görevler hamur yoğurup ekmek pişirmek, yün eğirmek ve dikiş dikmekti. (Tekvin 18:6, 7; II. सारै भी वे काम करती होगी जो आम तौर पर उस संस्कृति में महिलाएँ करती थीं जैसे कि आटा गूँधना, रोटियाँ सेंकना, ऊन कातना, कपड़े सिलना। |
Fakat marketten bir şeyler almak ya da yemek pişirmek bir yana, canınız yemek yemek bile istemiyor olabilir. हो सकता है आपकी भूख मर गयी हो, आपको बाज़ार से कुछ लाने या खाना पकाने का मन ना करे। |
आइए जानें तुर्की
तो अब जब आप तुर्की में pişirmek के अर्थ के बारे में अधिक जानते हैं, तो आप सीख सकते हैं कि चयनित उदाहरणों के माध्यम से उनका उपयोग कैसे करें और कैसे करें उन्हें पढ़ें। और हमारे द्वारा सुझाए गए संबंधित शब्दों को सीखना याद रखें। हमारी वेबसाइट लगातार नए शब्दों और नए उदाहरणों के साथ अपडेट हो रही है ताकि आप उन अन्य शब्दों के अर्थ देख सकें जिन्हें आप तुर्की में नहीं जानते हैं।
तुर्की के अपडेटेड शब्द
क्या आप तुर्की के बारे में जानते हैं
तुर्की दुनिया भर में 65-73 मिलियन लोगों द्वारा बोली जाने वाली भाषा है, जो इसे तुर्क परिवार में सबसे अधिक बोली जाने वाली भाषा बनाती है। ये स्पीकर ज्यादातर तुर्की में रहते हैं, साइप्रस, बुल्गारिया, ग्रीस और पूर्वी यूरोप में कहीं और कम संख्या में हैं। तुर्की भी पश्चिमी यूरोप के कई अप्रवासियों द्वारा बोली जाती है, खासकर जर्मनी में।