Endonezya içindeki pinggiran ne anlama geliyor?
Endonezya'deki pinggiran kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pinggiran'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Endonezya içindeki pinggiran kelimesi kenar, varoş, banliyö, kenar mahalle, yörekent anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
pinggiran kelimesinin anlamı
kenar(fringe) |
varoş(suburb) |
banliyö(suburb) |
kenar mahalle(suburb) |
yörekent(suburb) |
Daha fazla örneğe bakın
Namun jika petani-petani Israel memperlihatkan semangat murah hati dengan meninggalkan jumlah yang cukup banyak di bagian pinggir ladang mereka dan dengan demikian memperlihatkan kebaikan kepada orang miskin, mereka memuliakan Allah. Fakat İsrailli çiftçiler tarlalarının kenarında geniş bir alan bırakmakla cömert bir ruh göstermiş olacaklar ve bu şekilde fakirlere iyilik etmekle Yehova’ya izzet vereceklerdi. |
Lalu siapa pria yang paling pinggir? Peki şu sondaki adam kim? |
Ini bukan air biasa melainkan air yang sama yang Kristus Yesus bicarakan ketika ia berkata kepada wanita Samaria di pinggir sumur, ”Barangsiapa minum air yang akan Kuberikan kepadanya, ia tidak akan haus untuk selama-lamanya. Sebaliknya air yang akan Kuberikan kepadanya, akan menjadi mata air di dalam dirinya, yang terus-menerus memancar sampai kepada hidup yang kekal.” Hem de bildiğimiz su ile değil; İsa Mesih’in, Samiriyeli kadına kuyu başında şu sözleri söylerken değindiği suyla: “Kendisine benim vereceğim sudan kim içerse, ebediyen susamaz, fakat ona vereceğim su kendisinde ebedî hayat için fışkıran su kaynağı olur.” |
16 Suatu kali Yesus menyamakan berita Kerajaan dengan benih yang ”jatuh di pinggir jalan, lalu datanglah burung dan memakannya sampai habis.” 16 İsa, bir keresinde, Gökteki Krallık sözünü, ‘yol kenarına düşen ve kuşların gelip yediği’ tohumlara benzetti. |
Sebenarnya, yang mereka lakukan untuk mendapat makanan adalah masuk ke mobil, pergi ke suatu toko di daerah pinggiran, kembali dengan belanjaan untuk seminggu, dan bingung apa yang harus dilakukan dengan belanjaan itu. Aslında, yiyeceği elde etmek için yaptıklarına bakıldığında; arabalarına binip, kentin dışında bir yere gider, haftalık alışverişini yapmış bir şekilde geri gelirler, ve niye bunları yaptım ki şimdi derlerdi kendi kendilerine. |
Dari pinggiran Paris hingga tembok Israel dan Palestina, dataran tinggi Kenya hingga pemukiman kumuh Rio, kertas dan lem -- semudah itu. Paris'in kenar mahallelerinden İsrail Duvarına ve Filistin'e, Kenya'da binaların çatılarına, Rio'nun teneke mahallelerine kadar, kağıt ve yapıştırıcıyla - bu kadar basit. |
Jika ini tentang Bernie menggores pinggiran mobil Tahoe Itu kecelakaan. Bak eğer bu Bernie'nin Tahoe'yu çizişiyle alakalıysa o bir kazaydı. |
Dia membantu Salazar kabur dan mereka dalam helikopter di pinggiran kota. Salazar'ı kaçırmaya çalışıyor ve bir helikopterin içinde, şehrin eteklerindeler. |
Kami akan jalan keluar di sini Di pinggiran kota, di pedesaan galaksi. Hayır, çok daha uzaklarda galaksinin dış kenarında. |
Seorang remaja mengenang, ”Orang-tua saya biasa duduk di pinggir tempat tidur kami setiap malam dan mendengarkan kami mengucapkan doa kami.” Bir genç şunu anımsıyor: “Anne ve babamız her gece yatağımızın ucunda oturup duamızı dinlerdi.” |
Jones II: Ayah Jughead yang terasingkan dan pemimpin dari Southside Serpents, sekelompok penjahat yang hidup dan beroperasi di pinggiran Riverdale. Jones II (Skeet Ulrich): Riverdale'ın tenhalarında yaşayan ve hareket eden bir suçlu çetesi olan Southside Serpents'in lideri. |
Greg disini menjalankan video blog dan topik bulan ini adalah " Bar pinggir jalan dan pelanggan yang mengasihi mereka. " Greg burada ayın konusuyla " Yol kenarındaki barları ve patronlarını seviyorum. " video blogunda çalışıyor. |
Melihat dari pinggir kawah ke inferno di bawah, kami dapat melihat isi kawah yang bergolak dari anak yang pemarah ini. Kraterin kenarından sanki cehennemin içine bakarken, bu ateşli çocuğun hareketliliğini bizzat görebildik. |
Kenapa orang tuamu membawamu ke daerah pinggiran? Nasıl oldu da seninkiler böyle bir mahalleye gelmene göz yumdular? |
Sungai yg berada di atas nya ditutupi oleh daerah yg luas dg kemungkinan sangat kecil untuk sampai kepinggiran sungai. Nehir, sınırlı erişim izni olan kilometrelerce araziyi kapatıyor. |
11 Setelah itu ia membuat sosok-sosok dari benang biru pada bagian pinggir satu helai kain kemah, di tempat kedua rangkaian itu akan disambung. 11 Takımlardan birinin son parçasına, diğeriyle birleşeceği kenara mavi ipten ilmekler yaptı. |
Ia juga memperkenalkan penggunaan catatan kaki dan referensi pinggir. Ayrıca Gürcüce çevirilerde ilk kez dipnot kullandı ve sayfa kenarlarına notlar ekledi. |
Kamu lebih baik tidak berharap sebab saat itulah kami meninggalkanmu di pinggir jalan. Dua et de böyle olmasın çünkü o gün seni yolun ortasında bırakacağımız gün olur. |
Dengan menekan sebuah tombol, kilauan lampu darurat mobil ambulans kami mulai memantul ke mobil-mobil lain dan bangunan-bangunan di pinggir jalan. Bir düğmeye basmamızla yanıp sönmeye başlayan ambulans ışığımız araçlara ve binalara vuruyor. |
Saudara juga dapat menambahkan catatan dan referensi silang pribadi di bagian pinggir. Ayrıca, sayfa kenarlarına kişisel notlar alabilir, göndermeler de kaydedebilirsiniz. |
Kumpulkan mereka semua di satu barak persis di bagian pinggir kamp, dekat gerbang. Onların hepsini en baştaki, kampın girişindeki koğuşa koymalıyız. |
Aduh, tak ada tempat untuk sup.- Taruh saja di pinggir Roti için yer yok- Sadece şişkinlik |
Dan lalu kami menjelajahi beberapa kawasan pinggiran, Saat saya kembali, saya berpikir, kita harus memikirkan kembali bangunan apartemen. Sonra banliyöden banliyöye dolaştık ve şöyle düşünerek döndüm, apartmanları yeniden icat etmeliyiz. |
Mejerat dan menjatuhkannya dari pinggir tangga. Boynuna ilmiği geçirip kenardan sallandırmış. |
Endonezya öğrenelim
Artık pinggiran'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.
Endonezya sözcükleri güncellendi
Endonezya hakkında bilginiz var mı
Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.