Hintçe içindeki मरीज़ ne anlama geliyor?

Hintçe'deki मरीज़ kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte मरीज़'ün Hintçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Hintçe içindeki मरीज़ kelimesi hasta, müşteri, sayrı, sabırlı, ahlaksız anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

मरीज़ kelimesinin anlamı

hasta

(patient)

müşteri

(patient)

sayrı

(patient)

sabırlı

(patient)

ahlaksız

Daha fazla örneğe bakın

अगर आप शिविर के किसी अस्पताल में जाएँ, तो वहाँ कोई डॉक्टर आपको बताएगा कि शिविर में कुछ दवाखाने भी हैं जहाँ छोटी-मोटी बीमारियों का इलाज किया जाता है। एमरजेंसी और गंभीर बीमारियों के लिए मरीज़ों को बड़े अस्पताल में लाया जाता है।
Eğer hastaneye uğrarsanız, doktorlardan biri size, kampta basit hastalıkların tedavi edildiği birkaç klinik olduğunu, acil ve ağır vakaların hastaneye sevk edildiğini söyleyebilir.
अगर वह बहुत बीमार है और अपने लिए फैसला नहीं ले सकता, तो डॉक्टर को मरीज़ के उस फैसले के बारे में बताइए, जो उसने पहले ही लिखकर रखा था या फिर अगर मरीज़ ने किसी व्यक्ति को ठहराया है, जो मुसीबत की घड़ी में उसके लिए फैसला ले, तो वही कीजिए, जो वह व्यक्ति कहता है।
Kişi bunu yapamayacak kadar hastaysa, daha önceden kaydettiği isteklerine ve yakın bir akrabasının ya da sağlık vekilinin yetkisine saygı duyun.
मिसाल के लिए, एक ज़माने में डॉक्टरों का मानना था कि अगर किसी को निमोनिया हो जाए तो एक ज़िंदा मुर्गी को दो हिस्सों में काटकर मरीज़ की छाती पर रख देने से उसकी बीमारी ठीक हो सकती है।
Örneğin, bir zamanlar doktorlar, canlı bir tavuğu iki parçaya ayırıp bu parçaları zatürree olan birinin göğsüne koyarak onu iyileştirebileceklerini düşünüyorlardı.
जैव-परिशोधन (Bio-feedback) का भी प्रयोग किया गया—एक ऐसी प्रक्रिया जिसमें मरीज़ को अपने शरीर की प्रतिक्रियाओं को जाँचना और दर्द के प्रभाव को कम करने के लिए उन्हें बदलना सिखाया जाता है।
Biyolojik geribildirim denen ve hastaya vücudunun verdiği karşılıkları izleyip ağrının etkisini azaltmak üzere onları değiştirmenin öğretildiği bir yöntem de kullanıldı.
चश्मदीद गवाहों की रिपोर्ट के अनुसार, मात्र एक्यूपंक्चर को दर्द-निवारक के तौर पर इस्तेमाल करते हुए ओपन-हार्ट सर्जरी की गयी, जबकि मरीज़ जागा हुआ, सतर्क और तनाव-मुक्त था!
Olaya tanık olan kişilerin bildirdiğine göre, hasta uyanık, ayık ve ağrı kesici olarak sadece akupunktur kullanılarak rahatlamış durumdayken açık kalp ameliyatı yapılmıştır!
आराम करते समय एक मरीज़ अपने लहू में उपलब्ध ऑक्सीजन का केवल २५ प्रातिशत ही उपयोग में लाता है।
Dinlenme durumundaki bir hasta, kanında mevcut olan oksijenin sadece % 25’ini kullanır.
मरीज़ों के रक्त में प्रतिपिण्ड बताते हैं कि शरीर के रोगक्षम तंत्र ने आक्रमणकारियों का पता लगाया है, लेकिन कुछ परीक्षण यह नहीं बता सकते हैं कि वे आक्रमणकारी लाइम रोग के रोगाणु हैं या नहीं।
Hastanın kanındaki antikorlar, vücudun bağışıklık sisteminin istilacıları bulduğunu gösterir, fakat testlerden bazılarında bu istilacıların Lyme hastalığının bakterisi olup olmadığı anlaşılamaz.
हर इलाके में मरीज़ के अधिकार और ज़िम्मेदारियों से जुड़े अलग-अलग कायदे-कानून ठहराए गए हैं।
Hasta hakları ve sorumluluklarıyla ilgili kanun ve uygulamalar ülkeden ülkeye değişebilir.
उसने स्पष्ट किया कि इस विचार को स्वीकार करना मुश्किल है कि चिकित्सा कर्मचारियों का हस्तक्षेप करना ज़रूरी है जब मरीज़ या उसका प्रतिनिधित्व करनेवाले व्यक्ति उपचार से इनकार करते हैं।
Kendisi, bir tedavi yöntemi hasta ya da onu temsilen ailesi tarafından reddedildiğinde tıp personelinin müdahalede bulunması gerektiği düşüncesini kabul etmenin güç olduğunu belirtti.
कुछ मरीज़ चंद हफ्तों के बाद दवा लेना बंद कर देते हैं क्योंकि उन्हें थोड़ा आराम महसूस होने लगा होता है, क्योंकि उनकी दवा खत्म हो चुकी होती हैं, या क्योंकि समाज में इस बीमारी को कलंक समझा जाता है। इन मरीज़ों के शरीर के सभी टीबी बैक्टीरिया नहीं मरते।
Kendilerini daha iyi hissettiklerinden, ilaçları bittiğinden veya bu hastalık toplum içinde utandırıcı olarak görüldüğünden, birkaç hafta sonra ilaçlarını içmeyi bırakan hastalar, vücutlarındaki tüberküloz basillerinin hepsinden kurtulamazlar.
ऐसे १,१०६ ऑपरेशन करने के बाद वह अब लिखते हैं: “हर अवसर पर मरीज़ के साथ मेरे समझौते या अनुबंध का पालन किया जाता है,” वह है लहू का उपयोग नहीं करना।
Şimdi, bu tür ameliyatlardan tam 1.106 tane gerçekleştirdikten sonra, şöyle yazıyor: “[Kan kullanmamak üzere] hasta ile yaptığım anlaşmaya her seferinde bağlı kaldım.”
मरीज़ से कहिए कि वह ज़्यादा न सोचे, बल्कि खुश रहे और इलाज से जुड़ी दूसरी बातों का भी ध्यान रखे, जैसे सही समय पर डॉक्टर से दोबारा मिलने जाना वगैरह।
Hastayı olumlu düşünmeye yöneltin ve ek bir tedavi görmek gibi verilen diğer talimatlara uyması konusunda teşvik edin.
और फिर करीब 2000 सालों तक, हमनें धार्मिक देखभाल केंद्र देखे औद्योगिक क्रांति तक जाते हुए, जहाँ हमें अस्पताल देखे संयोजन विधि से बनते हुए औद्योगिक क्रांति के सिद्धान्तों पर बसे हुए, कार्यकुशल तरीके से उत्पादों को, जो यहाँ मरीज हैं, को जल्दी से जल्दी अस्पताल से बाहर निकालने के लिए।
Sonra yaklaşık 2.000 yıl boyunca, Sanayi Devrimi'ne kadar dinî bakım merkezleri gördük. Sanayi Devrimi'nin prensiplerine göre verimli bir şekilde üretmek ve ürünü almak, bu durumda hastaları en kısa zamanda taburcu etmek olan montaj hatları gibi kurulmuş hastaneler gördük.
क्या यह इसलिए है कि मरीज़ को पर्याप्त विश्वास नहीं है या इसलिए कि उसका चंदा काफ़ी नहीं है?
Hastanın yeterince imanı olmamasından mı, yoksa verdiği bağış miktarının yeterli olmamasından mı?
कुछ मरीज़ों में सिर्फ एक ही दाग दिखायी देता है।
Bazı hastalarda durum bir tek yamadan öteye gitmez.
इलिज़बॆथ बर्टन ने ऐसे १,१०५ मरीज़ों के रिकॉर्ड देखे जिनका १९८६ से १९९५ के बीच पोस्ट-मॉर्टम किया गया था।
Ancak, son yıllarda Ortodoks mezheplerin teşkilattaki “varlığını tehdit eden” bir “güvensizlik eğilimi” gelişti.
इस बीमारी से पीड़ित मरीज़ जब मरने की कगार पर होता है तो कीड़े उसके मुँह से निकल आते हैं या फिर उसके शरीर से रेंगते हुए बाहर आते हैं।
Bu tür kurtlar bazen kusma sonucunda ya da ölüm sırasında hastanın vücudundan çıkarlar.
अधिकतर अस्पतालों की दिवारों पर एक व्यक्ति “मरीज़ के अधिकारों का लेखा” देख सकता है।
Çoğu hastanenin duvarında “Hasta Hakları Beyannamesi” yazısının asılı olduğunu görürüz.
इसलिए इसमें कोई ताज्जुब नहीं कि उस वक्त बहुत-से मरीज़ बीमारी से ज़्यादा “इलाज” से डरते थे।
Anlaşılacağı gibi, birçok kişi hastalıktan çok “tedaviden” ürkmekteydi.
मरीज़ भी ऐसे विशलेक्षण में भाग ले सकते है।
Bu analize hastalar da iştirak edebilmektedir.
इस वर्ग में, कुल मिलाकर मरीज़ों की संचयी पाँच वर्ष की उत्तरजीविता आधान लिए हुए ४८% और आधान नहीं लिए हुए ७४% थी।”
Bu grupta, toplam 5 yıllık bir vadede, kan nakli yapılanların % 48, kan nakli yapılmayan hastaların ise % 74’ünün hayatta kaldıkları görüldü.”
लेकिन, दूसरा डॉक्टर कहता है कि अनेक मरीज़ों को सोच-समझकर दी गयी साइकोट्रॉपिक दवाओं की ज़रूरत होती है।
Bununla birlikte, diğer bir doktor birçok hastanın dikkatle yazılmış psikotrop ilaç reçetelerine ihtiyacı olduğu konusunda uyarmaktadır.
आसाही शीम्बुन ने बताया कि जहाँ तक इस मामले की बात है तो अदालत का यह मानना है कि इस बात के सबूत बहुत कम हैं कि डॉक्टर और मरीज़ के बीच एक ऐसा समझौता हुआ था जिसमें उन दोनों ने यह माना कि चाहे मरीज़ की जान खतरे में ही क्यों न हो उसे हरगिज़ खून नहीं चढ़ाया जाएगा। मगर जज, डिस्ट्रिक्ट कोर्ट की इस बात से सहमत नहीं थे कि कानून की नज़र में ऐसे समझौते की कोई मान्यता नहीं होती: “अगर दोनों पक्ष सोच-समझकर समझौता करते हैं कि किसी भी हालत में खून नहीं चढ़ाया जाना चाहिए तो यह अदालत उसे समाज के दस्तूरों के खिलाफ नहीं मानती और इसलिए बेमाने नहीं समझती।”
Asahi Şimbun, bu davada mahkemenin hayati tehlike durumunda bile kan kullanılmayacağına dair taraflarca yapılan bir anlaşmanın varlığı konusunda yeterli delil olmadığını düşünmesine rağmen, hâkimlerin böyle bir anlaşmanın yasallığı konusunda alt mahkemeyle aynı fikirde olmadığına dikkat çekerek şöyle dedi: “Eğer ortada iki taraf arasında hiçbir durumda kan nakli yapılmayacağını net olarak belirleyen bir anlaşma varsa, Mahkeme bunun toplum düzenine aykırı ve böylece geçersiz olduğuna hükmedemez.”
(4) यह क्यों कहा जा सकता है कि खून न लेने का फैसला, मरीज़ का सोच-समझकर किया गया और बुद्धि-भरा फैसला होता है?
(4) Kan nakline alternatif tedavi aramak neden makul ve sorumlu bir davranıştır?
डॉक्टरों को ऐसी दुविधाओं पर विचार करना पड़ता है जैसे: क्या आक्रामक उपचार को कभी-कभी त्याग देना चाहिए ताकि एक मरीज़ की मौत गरिमा के साथ हो?
Doktorlar şuna benzer ikilemler üzerinde kafa yormak zorunda: Hastanın onurunu yitirmeden ölmesini sağlayabilmek için, bazen yoğun tıbbi tedavi kesilmeli mi?

Hintçe öğrenelim

Artık मरीज़'ün Hintçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Hintçe içinde arayabilirsiniz.

Hintçe hakkında bilginiz var mı

Hintçe, İngilizce ile birlikte Hindistan Hükümeti'nin iki resmi dilinden biridir. Hintçe, Devanagari yazısıyla yazılmıştır. Hintçe ayrıca Hindistan Cumhuriyeti'nin 22 dilinden biridir. Farklı bir dil olarak Hintçe, Çince, İspanyolca ve İngilizce'den sonra dünyada en çok konuşulan dördüncü dildir.