Lehçe içindeki żebrać ne anlama geliyor?

Lehçe'deki żebrać kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte żebrać'ün Lehçe'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Lehçe içindeki żebrać kelimesi yalvaran/dilenen, dilenmek, istemek, dilenmek, sadaka istemek, birikmek, kaldırmak, toplamak, bir araya getirmek, çekmek, içine çekmek, toplamak, bir araya getirmek, bir araya toplamak, azar azar toplamak, bir araya toplamak, bir araya getirmek, toplamak, bir araya toplamak, bir araya getirmek, otlanmak, toplamak, toplamak, toplamak, toplamak, toplamak, toplamak, toplamak, toplamak, biriktirmek, biriktirmek, biriktirmek, (puan, vb.) toplamak, bir araya toplamak, birikmek, monte etmek, oy almak, gözyaşı ile dolmak, toplamak, kafasını toplamak, para toplamak, para toplamak, yardım/bağış toplamak, toplanmak, bir araya gelmek, bir araya toplanmak, toplaşmak, birbirine kenetlenmek, toplanmak, bir araya gelmek, birikmek, birikmek, toplamak, antoloji haline getirmek, delil toplamak, kanıt toplamak, toplanmak, bir araya gelmek, büzülmek, fikrini almak, ekin toplamak, hasat etmek, kazanmak, zaman ayırmak, vakit ayırmak, toplamak, toplanmak, bir araya gelmek, toplantı yapmak, bir araya gelmek, bir araya toplanmak, dört elle sarılmak, yığmak, öbeklemek, kümelemek, kaymağını almak, (ekin) toplanmak, toplanmak, toplanmak, ayrılmak, toplamak, toplamak, dilenmek, toplanmak, birikmek, kaşıklamak, kaşıkla almak, toplanmak, toplanmak, yığılmak, meyve toplamak, ağlamaklı olmak, birleştirmek, hasat etmek, mahsul toplamak, hazırlamak, kendini hazırlamak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

żebrać kelimesinin anlamı

yalvaran/dilenen

dilenmek

istemek

(para, vb.)

To było biedne miasto – na niemal każdym rogu stali ludzie i żebrali o pieniądze.

dilenmek, sadaka istemek

Gdy stracił pracę, zaczął przesiadywać na rogu ulicy i żebrć.
İşini kaybedince köşe başında dilenmeye başladı.

birikmek

kaldırmak

toplamak, bir araya getirmek

çekmek, içine çekmek

toplamak

bir araya getirmek, bir araya toplamak

Zbierzmy razem ludzi, żeby można było zacząć program muzyczny.
Herkesi bir araya toplayın da müzik programımıza başlayabilelim.

azar azar toplamak

bir araya toplamak

bir araya getirmek

toplamak

bir araya toplamak

bir araya getirmek

otlanmak

(birisinden birşeyi)

toplamak

(bilgi)

toplamak

(para)

Zebraliśmy pięć tysięcy dolarów na cel charytatywny.
Yardım kurumu için beş bin dolar topladık.

toplamak

(bilgi, veri, haber)

toplamak

(meyve, çiçek, vb.)

toplamak

(ürün, mahsul)

toplamak

(yardım, bağış)

Stał tam cały dzień z puszką na datki, zbierając pieniądze na bezdomnych.

toplamak

(cesaret, güç)

toplamak

(veri, vb.)

biriktirmek

biriktirmek

biriktirmek

(puan, vb.) toplamak

bir araya toplamak

birikmek

monte etmek

oy almak

(głosy)

gözyaşı ile dolmak

toplamak

Na meblach osiada kurz.

kafasını toplamak

(skupienie, opanowanie) (mecazlı)

para toplamak

para toplamak, yardım/bağış toplamak

toplanmak, bir araya gelmek

bir araya toplanmak

toplaşmak

birbirine kenetlenmek

toplanmak

bir araya gelmek

birikmek

birikmek

(su)

toplamak

(cesaret, vb.)

antoloji haline getirmek

delil toplamak, kanıt toplamak

toplanmak, bir araya gelmek

büzülmek

fikrini almak

ekin toplamak, hasat etmek

kazanmak

zaman ayırmak, vakit ayırmak

(bir şeyi yapmak için)

toplamak

(cesaret, vb.)

toplanmak, bir araya gelmek, toplantı yapmak

bir araya gelmek, bir araya toplanmak

dört elle sarılmak

(przenośny) (mecazlı)

Muszę się zebrać i skończyć ten esej.

yığmak, öbeklemek, kümelemek

kaymağını almak

(süt)

Mleczarka zebrała śmietanę z mleka.

(ekin) toplanmak

toplanmak

toplanmak

(destek için)

ayrılmak

(przenośny, potoczny)

toplamak

toplamak

(przenośny) (cesaretini, vb.)

dilenmek

Biedny chłopiec żebrał o jedzenie i pieniądze u obcych na ulicy.

toplanmak

birikmek

Gazety zbierały się w kącie od miesięcy.

kaşıklamak, kaşıkla almak

toplanmak

toplanmak

(kan)

yığılmak

meyve toplamak

ağlamaklı olmak

Craigowi zbierało się na płacz, gdy ktoś wspomniał jego zmarłą żonę.

birleştirmek

hasat etmek, mahsul toplamak

hazırlamak

kendini hazırlamak

(przenośny)

Lehçe öğrenelim

Artık żebrać'ün Lehçe içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Lehçe içinde arayabilirsiniz.

Lehçe hakkında bilginiz var mı

Lehçe (polszczyzna), Polonya'nın resmi dilidir. Bu dil 38 milyon Polonyalı tarafından konuşulmaktadır. Batı Beyaz Rusya ve Ukrayna'da da bu dili anadili olarak konuşanlar vardır. Polonyalılar birçok aşamada başka ülkelere göç ettikleri için Almanya, Fransa, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, İsrail, Brezilya, Kanada, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülkede Lehçe konuşan milyonlarca insan var.. Tahminen 10 milyon Polonyalı Polonya dışında yaşıyor ama kaçının Lehçe konuşabildiği belli değil, tahminlere göre bu sayı 3.5 ile 10 milyon arasında. Sonuç olarak, dünya çapında Lehçe konuşan insan sayısı 40-43 milyon arasında değişmektedir.