Taylandlı içindeki มีดปอกผลไม้ ne anlama geliyor?

Taylandlı'deki มีดปอกผลไม้ kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte มีดปอกผลไม้'ün Taylandlı'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Taylandlı içindeki มีดปอกผลไม้ kelimesi ing, polis, polis memuru, soyma aleti, soyucu, soyma bıçağı, soyma makinesi, aynasız anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

มีดปอกผลไม้ kelimesinin anlamı

ing

(peeler)

polis

(peeler)

polis memuru

(peeler)

soyma aleti

(peeler)

soyucu, soyma bıçağı, soyma makinesi, aynasız

(peeler)

Daha fazla örneğe bakın

(ท่าน ผู้ ประกาศ 2:10) ซะโลโม ได้ สร้าง ปราสาท หลาย หลัง สําหรับ ตัว เอง, ทํา สวน องุ่น, และ สวน ผลไม้, สวน พฤกษชาติ, และ สร้าง สระ น้ํา หลาย สระ สําหรับ ตัว เอง.
(Vaiz 2:10) Süleyman kendi için evler yaptı, bağlar dikti, bahçeler, parklar ve havuzlar yaptı.
ดัง นั้น แม้ ว่า คุณ ตั้งใจ ปอก เปลือก ผลไม้ หรือ ผัก อยู่ แล้ว ก็ ควร ล้าง ให้ สะอาด ก่อน เพื่อ จะ ขจัด แบคทีเรีย ที่ เป็น อันตราย.
Dolayısıyla sebze meyveleri soyacak olsanız bile zararlı bakterileri yok etmek için iyice yıkayın.
มีดอกไม้แต่งห้องไว้ แต่ก็ไม่มากหรอก
Birkaç çiçek var, ama o kadar da fazla değil.
ฉันทานผลไม้และถั่วแท่ง ถั่วหลายชนิดทีเดียว และขึ้นฝั่งตัวเบากว่าเดิม 30 ปอนด์
Meyveli ve kuruyemişli barlar, çok miktarda kuruyemiş, ve genellikle varış noktasına 13-14 kg daha hafif ulaşıyorum.
ภาย หลัง อาดาม ก็ กิน ผลไม้ นั้น ด้วย.
Daha sonra, Âdem de bu meyveyi yedi.
ที่นี่มีดรอยด์มากเกินกว่าจะเป็นผู้ทรยศ
Hainlere göre çok fazla droid var burada.
เมื่อ ดู ใกล้ ๆ ก็ จะ เห็น ว่า ใน ตะกร้า มี ไก่ เป็น ๆ, ส้ม ที่ ปอก เปลือก แล้ว, สารพัด หยูกยา, และ สิ่ง ของ อื่น ๆ.
Yakından bakılınca sepetlerinde canlı tavuklar, soyulmuş portakallar, çeşitli ilaçlar ve başka birçok şey vardır.
พระ ยะโฮวา ได้ ตรัส แก่ อาดาม และ ฮาวา อย่าง ชัด แจ้ง ว่า หาก เขา รับประทาน ผลไม้ ที่ ต้อง ห้าม เขา จะ ตาย.
Yehova, Âdem ve Havva’ya, eğer yasaklanan meyveden yerlerse, öleceklerini açıkça söyledi.
เธอเดินรอบและดูอย่างใกล้ชิดที่ด้านข้างของสวนผลไม้ผนังที่มี แต่เธอเท่านั้น พบสิ่งที่เธอได้พบก่อน -- ว่ามีไม่มีประตูในนั้น
O yuvarlak yürüdü ve meyve bahçesi duvarının bu tarafında yakından baktı, ama sadece daha önce bulmuş bir kapı olduğunu.
ที่ปลายด้านหนึ่งน้ํามันดิน ruminating ก็ยังคงมีต่อไป adorning กับแจ็คมีดของเขา stooping มากกว่าและขันแข็งทํางานอยู่ที่ช่องว่างระหว่างขาของเขา
Bir ucunda ruminating tar hala daha fazla, onun jack- bıçak ile süsleyen oldu alçalma ve bacaklarının arasındaki boşluğu özenle uzakta çalışıyor.
▪ น้ํามัน มะกอก จะ ให้ ประโยชน์ ต่อ สุขภาพ เพิ่ม ขึ้น เมื่อ ใช้ ใน การ ปรุง อาหาร แบบ เมดิเตอร์เรเนียน ซึ่ง อาหาร พวก นี้ ประกอบ ด้วย ปลา, ผัก, พืช จําพวก ถั่ว, และ ผลไม้ เป็น ส่วน ใหญ่.
▪ Balık, sebze, baklagil ve meyve bakımından zengin olan Akdeniz beslenme tarzının temel bir unsuru olarak tüketildiğinde zeytinyağı sağlığa daha çok yarar sağlıyor.
ข้าเพิ่งลับมีดเล่มนี้มา ก่อนกินมื้อเช้า
Bu kılıcı kahvaltıdan önce biledim.
เป็นมีดที่สามารถเข้าไปอยู่หลังโซฟาได้
Bu kanepenin arkasından geçebilecek bir bıçak.
พระ ยะโฮวา ได้ ทรง แจ้ง แก่ อาดาม ว่า “บรรดา ผลไม้ ทุก อย่าง ใน สวน นี้ เจ้า กิน ได้ ทั้ง หมด.”
Yehova Âdem’e “bahçenin her ağacından istediğin gibi ye” demişti.
" ไม่เคยมีดใจ" ของเขากล่าวว่าผู้เข้าชมและทอดแขวนในกลางอากาศพร้อมกับเสียงของ
" Aldırma bıçak " dedi ziyaretçi ve bir pirzola, havada asılı bir ses kemiren.
แต่เมื่อผมขึ้นไปข้างบน มีดอกไม้ป่าชูช่อตลอดแนวยาว 2.4 กิโลเมตร เรียงรายอยู่ตรงใจกลางเขตแมนฮัตตัน พร้อมทิวทัศน์ที่ประกอบด้วยตึกเอ็มไพร์สเตท เทพีเสรีภาพ และแม่น้ําฮัดสัน
Üstüne çıktığımda ise Empire State Binasını, Hudson Nehrini ve Özgürlük Heykelini gören ve Manhattan'ın tam ortasından geçen, bir buçuk mil boyunca yabani bitkilerin uzandığı bir yer buldum.
“หญิง ที่ พระองค์ ประทาน ให้ อยู่ กิน กับ ข้าพเจ้า นั้น ส่ง ผลไม้ นั้น ให้ ข้าพเจ้า ๆ จึง รับประทาน” ผู้ ชาย กล่าว.
ADAM, “Yanıma verdiğin kadın, o bana ağacın meyvesini verdi, ben de yedim” dedi.
สกายเลอร์ วางมีดลงซะ ขอร้อง
Skyler, bıçağı bırak lütfen.
เคยถูกเสียบด้วยมีดรึเปล่า
Bir bıçağın tadına baktın mı hiç?
มีดในแขนเสื้อของคุณ
Kolundaki bıçağı da.
เรามีดอลล่านึงน่ะ
Benim de dolarım var.
แต่ก็สําคัญ ที่ต้องจดจําไว้ ก่อนที่เราจะได้เรียนรู้ วิธีการแบ่งปันผลไม้ ที่ได้จากการปฏิวัติอุตสาหกรรม ให้กับส่วนต่างๆของสังคมที่กว้างขวางนั้น เราต้องผ่านภาวะเศรษฐกิจตกตํ่ามาแล้ว สองครั้ง ภาวะเศรษฐกิจตกตํ่าครั้งใหญ่ในทศวรรษที่ 1930 และภาวะเศรษฐกิจตกตํ่าที่ยาวนานของทศวรรษที่ 1870 สงครามโลกสองครั้ง การปฏิวัติของลัทธิคอมมิวนิสต์ ในรัสเซียและในจีน และยุคของการเปลี่ยนแปลงอย่างรุนแรง ทางสังคมและทางการเมืองในโลกตะวันตก
Ama şunu da hatırlamak önemlidir: Sanayi Devrimi'nin meyvelerini toplumun geniş kesimleriyle paylaşmayı öğrenene kadar 1930'lardaki Büyük Bunalım ve 1870'lerdeki Uzun Bunalım olmak üzere iki büyük ekonomik bunalım, iki dünya savaşı, Rusya'da ve Çin'de komünist devrim ve Batı'da ciddi toplumsal ve siyasi ayaklanmalara sahne olan bir çağ geçirmek durumunda kaldık.
▪ การ กิน ผลไม้ ต้อง ห้าม นั้น บ่ง ชี้ ถึง สิ่ง ใด?—เยเนซิศ 3:4, 5.
▪ Yasak meyveden yenirse ne olacağı ima edildi? (Tekvin 3:4, 5).
ใน ปี สากล ศักราช 66 พวก มือ มีด ได้ ยึด ป้อม มาซาดา.
M.S. 66 yılında, bu ‘hançerli adamlar’ Masada’yı ele geçirdiler.
ดูเหมือนจะมีดรอยด์อย่างน้อย สองกองพันป้องกันวิหารนั่นอยู่
Göründüğü kadarıyla manastırı en az iki droid taburu koruyor.

Taylandlı öğrenelim

Artık มีดปอกผลไม้'ün Taylandlı içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Taylandlı içinde arayabilirsiniz.

Taylandlı sözcükleri güncellendi

Taylandlı hakkında bilginiz var mı

Tayland, Tayland'ın resmi dilidir ve Tayland'daki çoğunluk etnik grup olan Tayland halkının ana dilidir. Tayca, Tai-Kadai dil ailesinin Tai dil grubunun bir üyesidir. Tai-Kadai ailesindeki dillerin Çin'in güney bölgesinden geldiği düşünülmektedir. Lao ve Tay dilleri oldukça yakından ilişkilidir. Tay ve Lao insanları birbirleriyle konuşabilir, ancak Lao ve Tay karakterleri farklıdır.