Taylandlı içindeki โรคไตอักเสบ ne anlama geliyor?
Taylandlı'deki โรคไตอักเสบ kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte โรคไตอักเสบ'ün Taylandlı'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Taylandlı içindeki โรคไตอักเสบ kelimesi Nefrit, nefrit, yeşim, nefrit, böbrek iltihabı, böbrek iltihabı anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
โรคไตอักเสบ kelimesinin anlamı
Nefrit(nephritis) |
nefrit(nephritis) |
yeşim
|
nefrit, böbrek iltihabı(nephritis) |
böbrek iltihabı(nephritis) |
Daha fazla örneğe bakın
โรค ติด เชื้อ จะ ต้อง แพ้ ราบ คาบ; โรค แล้ว โรค เล่า จะ ถูก ขจัด ออก ไป. Enfeksiyon hastalıkları yenilecekti; zaferler peşpeşe gerçekleşecekti. |
ฉะนั้น สําหรับอีโบล่า ความกลัวที่น่าสับสนต่อโรคติดต่อ ที่ถูกตามมาด้วยผู้ป่วยบางราย ที่ถูกส่งตัวไปยังประเทศที่ร่ํารวย นําไปสู่การหันหน้าเข้าหากัน ของสังคมระดับโลก และด้วยการทํางานของอย่างทุ่มเท ของบริษัทวัคซีน ตอนนี้เรามีสิ่งเหล่านี้ วัคซีนอีโบล่าสองขนาน ที่อยู่ในการทดสอบประสิทธิภาพ ในประเทศที่มีอีโบล่า Ebola için, salgın bir hastalığın paranoyak korkusu, birkaç vakanın refah ülkelere taşınmasının ardından küresel toplumu bir araya getirdi ve sıkı calışan aşı şirketlerinin çabalarıyla şimdi elimizde bunlar var: Ebola ülkelerinde etkinlik testlerinde olan iki Ebola aşısı-- |
ผมแค่อยากจะเล่าให้ฟังว่า พวกเราได้นําสิ่งนี้ไปใช้แก้ปัญหาระดับโลกที่มีอยู่มากมาย เปลี่ยนอัตราเด็กที่สอบตก ต่อสู้กับยาเสพติด ส่งเสริมสุขภาพของวัยรุ่น รักษาโรคซึมเศร้าหลังวิกฤตชีวิต (PTSD) ของพวกทหารผ่านศึกด้วยการอุปมาทางเวลา -- เป็นการรักษาอันอัศจรรย์ -- ส่งเสริมแนวคิดการพัฒนาอย่างยั่งยืนและการอนุรักษ์ ลดการฟื้นฟูสมรรถภาพทางกายที่ซึ้งมีอัตราการเลิกทํากลางคันถึงร้อยละ 50 ปรับเปลี่ยนคําวอนขอต่อพวกพลีชีพก่อการร้าย และเปลี่ยนแปลงปัญกาครอบครัวที่เกิดจากมุมมองทางเวลาที่แตกต่างกัน Sadece şunu eklemek istiyorum, bu yöntemi bir çok dünya problemine uygulayarak okulu bırakanların sayısını değiştiriyoruz, bağımlılıkla savaşıyoruz, gençliğin sağlığını güçlendiriyoruz, gazilerin travma sonrası depresyonlarını zaman benzetmeleriyle --mucize gibi-- iyileştiriyoruz. sürdürülebilirliği ve korunmayı teşvik ediyoruz, yüzde 50 bırakma oranı olan fiziksel rehabilitasyonu azaltıyoruz, intihar teröristliğine başvurmayı kesiyoruz, ve zaman-bölgesi çatışmaları sonucunda oluşan aile çatışmalarını düzeltiyoruz. |
สิ่งที่ฉันต้องการคือ ทําให้ทุก ๆ วันของ ผู้ป่วยที่เป็นโรคพาร์กินสัน มีความรู้สึกเหมือนกับลุงของฉันในวันนั้น Yapmayı dilediğim, her Parkinson hastasını o gün amcamın hissettiği gibi hissettirmek. |
หาก คุณ แวะ ที่ โรง พยาบาล หมอ คน หนึ่ง อาจ บอก คุณ ว่า มี คลินิก สอง สาม แห่ง ใน ค่าย ที่ รักษา โรค ทั่ว ไป; กรณี ฉุกเฉิน และ คนไข้ อาการ หนัก ถูก แนะ ให้ ไป โรง พยาบาล. Eğer hastaneye uğrarsanız, doktorlardan biri size, kampta basit hastalıkların tedavi edildiği birkaç klinik olduğunu, acil ve ağır vakaların hastaneye sevk edildiğini söyleyebilir. |
เนื่อง จาก มี ความ ตึงเครียด อย่าง หนัก พวก เขา อาจ เจ็บ ป่วย เพราะ โรค ที่ เกี่ยว กับ กระเพาะ อาหาร และ มี อาการ ปวด ศีรษะ. Aşırı stres nedeniyle mide ağrıları ve baş ağrıları çekebilirler. |
หลอด น้ํา เหลือง ยัง เป็น เส้น ทาง สัญจร สําหรับ เชื้อ โรค ด้วย. Hastalık yapan mikroorganizmalar da lenf damarlarını kullanırlar. |
แต่ไม่เอาไตนะ Ama böbrek olmaz. |
สําหรับ ข้อมูล เพิ่ม เติม เรื่อง โรค ซึมเศร้า ดู เล่ม 1 บท 13. Depresyon hakkında daha fazla bilgi için 1. Kitabın 13. Bölümüne bak. |
เนื่อง จาก การ หมัก ต้อง มี จุลินทรีย์ ปาสเตอร์ จึง ให้ เหตุ ผล ว่า คง จะ ต้อง เป็น จริง เช่น เดียว กับ โรค ติด ต่อ. Mayalanma için mikroplar gerekli olduğundan Pasteur, bulaşıcı hastalıklarla ilgili olarak aynı şeyin geçerli olması gerektiğini düşündü. |
ตับ อักเสบ อาจ เกิด จาก การ ดื่ม แอลกอฮอล์ มาก เกิน ไป หรือ การ ได้ รับ สาร พิษ. Aşırı alkol tüketimi ya da toksinlere maruz kalma hepatite yol açabilir. |
นั่นไม่ได้บอกว่า มาลาเรียถูกเอาชนะไม่ได้ ก็เพราะว่าดิฉันเชื่อว่า เราเอาชนะมันได้ แต่ถ้าเราต่อสู้กับโรคนี้ ตามลําดับความสําคัญของผู้คนที่มีชีวิตอยู่กับมัน Bunu sıtmayı yok etmek imkansız olduğu için söylemiyorum çünkü bence bu mümkün fakat bu hastalığa belki de muzdarip olan insanların önceliklerini göz önünde bulundurarak saldırmalıyız. |
คุณรู้ดีว่าเขามีประวัติเป็นโรคที่มีความผิดปกติ อารมณ์เป็น 2 ขั้ว İstikrarsız geçmişinin farkındasınızdır. |
ที่ ดี ยิ่ง กว่า นั้น เสีย อีก สันติ สุข ของ พระเจ้า หมาย ถึง โลก ที่ ปราศจาก โรค, ความ เจ็บ ปวด, ความ โศก เศร้า, หรือ ความ ตาย. Dahası, Tanrı’nın barışı hastalık, acı, keder ve ölüm olmayan bir dünya demektir. |
ปลอด โรค หรือ เต็ม ไป ด้วย อันตราย? HASTALIKTAN KURTULMAK MI HASTALIĞA DÜŞMEK Mİ? |
คน อื่น ๆ อีก หลาย ร้อยล้าน ตาย เนื่อง จาก ความ หิวโหย และ โรคภัย ไข้ เจ็บ. Bu ölenlerden başka, yüz milyonlarca kişi de açlık ve hastalık yüzünden öldü. |
ไม่มากนัก ที่ระดับบุคคล แต่ก็เพียงพอ ที่ระดับประชากร ที่จะเปลี่ยนอัตราของโรคหัวใจ ในประชากรโดยรวม Bireysel seviyede pek değil, fakat tüm popülasyonun kalp hastalıkları oranını değiştirmek için popülasyon seviyesinde yeterli. |
ต่อ มาเทอร์ทูเลียน ได้ เขียน ว่า “ขอ นึก ถึง พวก ที่ มี ความ หิวกระหาย ด้วย ความ ละ โมภ ใน สนาม ประ ลอง ฝีมือ ได้ ดื่ม เลือด สด ๆ ของ พวก อาชญากร ชั่ว . . . และ นํา ไป รักษา โรค ลม ชัก ของ พวก เขา.” Tertullianus daha sonra şunları yazdı: “Arenadaki gösteri sırasında kötü yürekli canilerin taze kanını açgözlü bir susamışlıkla alıp . . . . sara tedavisi için içen insanları bir düşünün.” |
10 พระ เยซู ตรัส พาด พิง ถึง “อีซาเบล หญิง คน นั้น” ต่อ ไป ว่า “เรา จะ สังหาร ลูก ๆ ของ นาง ด้วย โรค ร้าย ที่ ทํา ให้ ถึง ตาย เพื่อ ทุก ประชาคม จะ รู้ ว่า เรา เป็น ผู้ ตรวจ ดู ไต และ หัวใจ และ เรา จะ ให้ พวก เจ้า แต่ ละ คน ตาม การ กระทํา ของ พวก เจ้า.” 10 İsa ‘İzebel kadına’ değinerek şöyle devam etti: “Ve onun çocuklarını ölümle (öldürücü hastalıklarla) öldüreceğim; ve bütün kiliseler bilecekler ki gönülleri (böbrekleri) ve yürekleri araştıran benim; ve her birinize işlerinize göre vereceğim.” |
โรค อ้วน ใน เด็ก—จะ ทํา อะไร ได้ บ้าง? Çocuklarda Şişmanlık Neler Yapılabilir? |
ใน ประเทศ ส่วน ใหญ่ ที่ ยา ฉีด สําหรับ เด็ก หา ได้ ง่าย การ ฉีด ยา สร้าง ภูมิ คุ้ม กัน ที่ ถือ ปฏิบัติ ตาม ปกติ วิสัย ได้ ลด อัตรา การ เกิด โรค นั้น ๆ ใน เด็ก อย่าง เห็น ได้ ชัด. diye sorabilir. Dünyada çocuk aşılarının kolayca bulunduğu yerlerin çoğunda, rutin aşı uygulamaları, hedef alınan çocuk hastalıklarıyla ilgili vakalarda çarpıcı bir düşüşe neden oldu. |
เมื่อพวกเขากลับมาและเล่าให้เราฟัง เราเลยเริ่มคิดถึง ที่ที่เราเห็นสไตโรโฟมในชีวิตประจําวัน Geri dönüp bizimle paylaştıklarında, oturup straforu günlük hayatımızda ne şekillerde gördüğümüzü düşündük. |
โรคขี้ลืม ทําให้เขามัวแต่ข้ามถนน O.C.D.'si sokağın karşısına geçmesine engel oldu. |
โรคอะไร? O nedir? |
ถ้า คุณ อาศัย อยู่ ใน ประเทศ ที่ มี การ แพร่ ระบาด ของ โรค มาลาเรีย . . . Sıtmanın yaygın olduğu bir bölgede yaşıyorsanız: |
Taylandlı öğrenelim
Artık โรคไตอักเสบ'ün Taylandlı içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Taylandlı içinde arayabilirsiniz.
Taylandlı sözcükleri güncellendi
Taylandlı hakkında bilginiz var mı
Tayland, Tayland'ın resmi dilidir ve Tayland'daki çoğunluk etnik grup olan Tayland halkının ana dilidir. Tayca, Tai-Kadai dil ailesinin Tai dil grubunun bir üyesidir. Tai-Kadai ailesindeki dillerin Çin'in güney bölgesinden geldiği düşünülmektedir. Lao ve Tay dilleri oldukça yakından ilişkilidir. Tay ve Lao insanları birbirleriyle konuşabilir, ancak Lao ve Tay karakterleri farklıdır.