Yunanca içindeki τοῦ ne anlama geliyor?
Yunanca'deki τοῦ kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte τοῦ'ün Yunanca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Yunanca içindeki τοῦ kelimesi onun, kendi, onun, tarafından, -ın, -in, ona, -ın, -in, -un, -ün, -ı, -i, -u, -ü, -ın, -in, kadar, babası olan, -e sahip, dair, ilişkin, ona, ona, eve ait, evle ilgili, herşeye burnunu sokan, meraklı, ağızla ilgili, ağıza ait, rehavet çökmüş, uyuşuk, çevreyi saran/kuşatan, ambiyant, örgütsel, organizasyonel, teşkilâta ait, rahim boyuyla ilgili, servikal, otomotiv/otomobil (sektörü, vb.), lanetlenmiş, şüpheli, kuşkulu, evlilikle ilgili/evliliğe ait, kurumsal, çok sevinçli, çok memnun/neşeli, yatan, meraklı, tekli, pap, meraklı, suyla taşınan, su ile taşınan, terkedilmiş, giyinip süslenmiş, giyinip kuşanmış, gergin, evlilikle ilgili, kadın, erkek, saat yönünde, bütünü ile, bütünüyle, yerine, hadi ya, çıkıyorum, güneş battığı zaman, gün batımı, gurup, şömine tabanı, ms, yeni çıkmış şey, ayak parmağı, kodlama, ev işi, vücut kokusu, baş parmak tırnağı, baldır, incik, başkalarına takılmayı seven/muzip kimse, HİV virüsü, insan immün yetmezlik virüsü, kamu denetçisi, ombudsman, dar görüşlü beyaz/fakir çiftçi, tepebaşı, tepe doruğu, ayak tırnağı, üvey kız, üvey oğul, kıyıya vuran şey, Rastafari dinine inanan kimse, Rastafariyen, başkasının işine burnunu sokan kişi, Milli Vergi Dairesi, kötü niyetli dedikodu, derkenar, çıkma, kıyma makinası, eksi işareti, ufak tefek iş, tren istasyonu, hız treni, büyük teyze, büyük amca, siyah beyaz resim, karbonunu giderme, buz, bağırsakları boşaltmak, kapatmak, evlenmek, nikâhlanmak, dünya evine girmek, hızla gitmek/koşmak, etin üzerini kendi suyuyla ıslatmak, çok fazla maaş vermek, güçsüz kılmak, koparmak, ortam, etraf, çevre, (hayvan) evsiz, yuvasız, romantik döneme ait, romantik, güney, ünvan olarak elde tutulan, itibari, ilgi çekici, Batılı, pancar renkli, pancar kırmızısı, tarihi, tarihsel, tekil, gençlerle ilgili/gençlere ait anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
τοῦ kelimesinin anlamı
onun
Μου αρέσει το καινούριο του καπέλο. |
kendi
Ο σκύλος πρέπει πάντα να κοιμάται στο στο κρεβάτι του. |
onun
Κάποιος άφησε το στυλό του εκεί. |
tarafından(yazar, vb.) Ο Άμλετ είναι ένα έργο του Σέξπιρ. Hamlet, Şekspir tarafından yazılmış bir oyundur. |
-ın, -in
Είναι φίλη του γείτονά μου. |
ona
Του έδωσε ένα υπέροχο δώρο γενεθλίων. Ona güzel bir doğumgünü hediyesi verdi. |
-ın, -in, -un, -ün(sahiplik) Δεν είμαι εξοικειωμένος με τα γραπτά του Πιρς. |
-ı, -i, -u, -ü
Το πίσω μέρος του δωματίου ήταν ήσυχο. Odanın arkası sessizdi. |
-ın, -in
Η οικονομία είναι η αιτία της κρίσης. Krizin esas nedeni ekonomidir. |
kadar
Η απόσταση των 30 μιλίων μας φάνηκε υπερβολική. |
babası olan(atlarda) |
-e sahip
Είναι άθρωπος της ησυχίας. |
dair, ilişkin
|
ona
Του έδωσα μια σπρωξιά. |
ona
Έβαλε το βιβλίο πάνω του. |
eve ait, evle ilgili
Η χρήση οικιακής ηλεκτρικής ενέργειας αυξήθηκε απότομα τώρα που τα περισσότερα σπίτια διαθέτουν μια σειρά από ηλεκτρικές συσκευές. |
herşeye burnunu sokan, meraklı
Ο Πωλ προσπαθούσε να κρατά τους αδιάκριτους γείτονες έξω από τον κήπο του. |
ağızla ilgili, ağıza ait
|
rehavet çökmüş, uyuşuk
Ο Τζος είναι συχνά νωθρός τα πρωινά. |
çevreyi saran/kuşatan, ambiyant
Οι περιβάλλοντες ήχοι του δωματίου παρεμβλήθηκαν στην ηχογράφηση. |
örgütsel, organizasyonel, teşkilâta ait
Η οργανωσιακή κουλτούρα στην εταιρεία μου είναι πολύ φιλική. |
rahim boyuyla ilgili, servikal
|
otomotiv/otomobil (sektörü, vb.)
|
lanetlenmiş
|
şüpheli, kuşkulu
|
evlilikle ilgili/evliliğe ait
|
kurumsal
|
çok sevinçli, çok memnun/neşeli
|
yatan
|
meraklı
|
tekli
|
pap(σντμ: Παπανικολάου) (pap testi) |
meraklı
|
suyla taşınan, su ile taşınan(που επιπλέει) |
terkedilmiş
|
giyinip süslenmiş, giyinip kuşanmış
|
gergin(μτφ: από δουλειά, άγχος) (kişi) |
evlilikle ilgili
|
kadın(doğumda tahsis edilmiş cinsiyet) |
erkek(doğumda tahsis edilmiş cinsiyet) |
saat yönünde
|
bütünü ile, bütünüyle
Διάβασε ολόκληρο το βιβλίο κατά τη διάρκεια του ταξιδιού. |
yerine
Αν δουλεύεις μια μέρα αργίας, μπορείς να επιλέξεις να πληρωθείς για τις διπλές ώρες ή, αντί αυτού, να πάρεις δύο μέρες ρεπό. |
hadi ya
|
çıkıyorum
Ξέρω πως έχω αργήσει για το μεσημεριανό, φεύγω τώρα! |
güneş battığı zaman, gün batımı, gurup
Κατά το ηλιοβασίλεμα οι κότες γύρισαν στο κοτέτσι. Güneş battığı zaman (or: gün batımında) tavuklar kümeslerine döner. |
şömine tabanı
|
ms(milisaniye, kıs.) Η φωτεινή ακτίνα έλαμψε για μόλις 20 μιλισεκόντ. |
yeni çıkmış şey(μεταφορικά) Η φρεσκάδα του να είσαι στο πανεπιστήμιο έφυγε αμέσως από τους πρωτοετείς. |
ayak parmağı
Ο άντρας είχε κοντά, χοντρά δάχτυλα. |
kodlama
|
ev işi(μεταφορικά) |
vücut kokusu(resmi olmayan dil, kıs) |
baş parmak tırnağı
|
baldır, incik
Το άλογο είχε σημάδια από κοψίματα στα πίσω πόδια του. |
başkalarına takılmayı seven/muzip kimse(καθομιλουμένη) Μην είσαι πειραχτήρι! Πες το μου στα ίσια! |
HİV virüsü, insan immün yetmezlik virüsü
|
kamu denetçisi, ombudsman
|
dar görüşlü beyaz/fakir çiftçi(ABD'nin güney eyaletlerinde) |
tepebaşı, tepe doruğu
|
ayak tırnağı
|
üvey kız
|
üvey oğul
|
kıyıya vuran şey(ανεπίσημο) (atık, çöp, vb.) |
Rastafari dinine inanan kimse, Rastafariyen(ανεπίσημο) |
başkasının işine burnunu sokan kişi
|
Milli Vergi Dairesi(İngiltere) |
kötü niyetli dedikodu
|
derkenar, çıkma
|
kıyma makinası
|
eksi işareti
|
ufak tefek iş
|
tren istasyonu
|
hız treni(lunapark) |
büyük teyze
|
büyük amca
|
siyah beyaz resim
|
karbonunu giderme
|
buz
|
bağırsakları boşaltmak
|
kapatmak(kapağını, vb.) |
evlenmek, nikâhlanmak, dünya evine girmek
|
hızla gitmek/koşmak(μεταφορικά) |
etin üzerini kendi suyuyla ıslatmak(pişirme sırasında) |
çok fazla maaş vermek(birisine) |
güçsüz kılmak
|
koparmak
Όταν βλέπω μια ενδιαφέρουσα φωτογραφία στην εφημερίδα συχνά την σκίζω. |
ortam, etraf, çevre
Οι δυσκολίες στο σχολείο σπανίως είναι αποτέλεσμα της φυσικής προδιάθεσης ενός παιδιού, θα πρέπει να ληφθούν υπόψη και περιβαλλοντικοί παράγοντες. |
(hayvan) evsiz, yuvasız
Η γάτα της Κέσλεϋ ήταν αδέσποτη μέχρι που την έσωσε. |
romantik döneme ait, romantik
Ο Γουέντσγουορθ ήταν ρομαντικός ποιητής. |
güney
|
ünvan olarak elde tutulan, itibari
|
ilgi çekici
Ο Τζάστιν δεν θεωρούσε τις δουλειές ανακαίνισης του σπιτιού ενδιαφέρουσες. Τον ενδιέφεραν περισσότερο τα παιχνίδια στον υπολογιστή. |
Batılı
|
pancar renkli, pancar kırmızısı
|
tarihi, tarihsel
Οι παλαιότερες τιμές της στάθμης του ποταμού ήταν πολύ υψηλότερες. |
tekil(συνήθως αριθμός) (dilbilgisi) |
gençlerle ilgili/gençlere ait
|
Yunanca öğrenelim
Artık τοῦ'ün Yunanca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Yunanca içinde arayabilirsiniz.
Yunanca sözcükleri güncellendi
Yunanca hakkında bilginiz var mı
Yunanca, Yunanistan, Batı ve Kuzeydoğu Küçük Asya, Güney İtalya, Arnavutluk ve Kıbrıs'ta konuşulan bir Hint-Avrupa dilidir. 34 yüzyıla yayılan, tüm yaşayan dillerin en uzun kayıtlı tarihine sahiptir. Yunan alfabesi, Yunanca yazmak için ana yazı sistemidir. Yunanca, Batı Dünyası ve Hıristiyanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir; Antik Yunan edebiyatı, İlyada ve Odýsseia gibi Batı edebiyatı üzerinde son derece önemli ve etkili eserlere sahiptir. Yunanca aynı zamanda bilimde, özellikle astronomi, matematik ve mantıkta ve Aristoteles'inkiler gibi Batı felsefesinde birçok metnin temel olduğu dildir. İncil'deki Yeni Ahit Yunanca yazılmıştır. Bu dil Yunanistan, Kıbrıs, İtalya, Arnavutluk ve Türkiye'de 13 milyondan fazla kişi tarafından konuşulmaktadır.