Fransızca içindeki déclenchant ne anlama geliyor?
Fransızca'deki déclenchant kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte déclenchant'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki déclenchant kelimesi tetikleyici, neden olmak, yol açmak, neden olmak, sebep olmak/başlatmak, yol açmak, tetiklemek, başlatmak, tetiklemek, -e neden olmak, -e yol açmak, etkinleştirmek, devreye sokmak, açmak, çalıştırmak, yol açmak, neden olmak, yol açmak, sebep olmak, ateşlemek, açığa çıkarmak, duyguları serbestçe ifade etmek/dışa vurmak/belli etmek, çalıştırmak, çalıştırmak, neden olmak, sebep olmak, harekete geçirmek, başlatmak, çıkarmak, çalmak, suni sancı vermek, kontrol etmek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
déclenchant kelimesinin anlamı
tetikleyici
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est l'assassinat de l'archiduc qui a déclenché la guerre. |
neden olmak, yol açmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'assassinat de l'archiduc a déclenché la guerre. Arşidüke suikast savaşı başlattı. |
neden olmak, sebep olmak/başlatmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le nouveau virus a déclenché une épidémie. |
yol açmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ses propos ont déclenché un débat très animé dans les médias. |
tetiklemekverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
başlatmakverbe transitif (un accouchement) (doğum, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Rachel avait dépassé le terme de sa grossesse donc le médecin a déclenché l'accouchement à midi. |
tetiklemekverbe transitif (une alarme,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Il a déclenché l'alarme en ouvrant la porte de derrière. |
-e neden olmak, -e yol açmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les tirs de la police ont déclenché une émeute. |
etkinleştirmek, devreye sokmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La souris a déclenché le piège. |
açmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le cambrioleur a déclenché l'alarme. |
çalıştırmakverbe transitif (un appareil, une machine) (makine) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le générateur de secours a été déclenché par le fusible. |
yol açmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'absence de nourriture a déclenché des émeutes. |
neden olmak, yol açmak, sebep olmakverbe transitif (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) L'opposition a déclenché un tollé à la Chambre des Députés. |
ateşlemekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) L'incident dans lequel un adolescent non armé a été blessé par balle par des policiers a déclenché de vives protestations. |
açığa çıkarmakverbe transitif (mecazlı) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les mots de sa femme ont déclenché un torrent de colère qui s'était accumulé à l'intérieur de William pendant des années. |
duyguları serbestçe ifade etmek/dışa vurmak/belli etmek(mecazlı) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Finalement, John ne pouvait plus se retenir et a déchaîné sa colère, disant à tout le monde dans le bureau exactement ce qu'il pensait d'eux. |
çalıştırmak(makina, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Activez l'appareil en appuyant sur ce bouton. |
çalıştırmak(makina) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
neden olmak, sebep olmakverbe transitif (avoir pour effets) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) La mauvaise politique a causé (or: a créé) beaucoup de problèmes au gouvernement. |
harekete geçirmekverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
başlatmakverbe transitif (un événement,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çıkarmakverbe transitif (mener) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le chef du mouvement a soulevé (or: déclenché) une vague de protestation contre les nouvelles lois. |
çalmak(alarme) (alarm) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je ne me réveille pas toujours quand mon alarme sonne. |
suni sancı vermeklocution verbale (d'une femme) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Marina a dépassé le terme de sa grossesse de deux semaines donc les médecins déclencheront l'accouchement demain. |
kontrol etmek(Électronique) (elektronik: kontrol ünitesi ile) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
Fransızca öğrenelim
Artık déclenchant'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
déclenchant ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.