Fransızca içindeki exemple ne anlama geliyor?
Fransızca'deki exemple kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte exemple'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki exemple kelimesi örnek, misal, numune, örnek, misal, örnek, örnek, örnek, misal, örnek, misal, örnek, misal, liderlik, önderlik, rol model, örnek, ideal örnek, fevkalâde örnek, birşeyin harika bir örneği, desen, kanıt olarak göstermek, somut örnek, misal, mesela, örneğin, örneğin, mesela, örneğin, iyi örnek, örnek oluşturmak, örnek teşkil etmek, örneği olmak, örnek oluşturmak, örnek teşkil etmek, örnekle göstermek, mükemmel örnek, açık örnek, diyelim ki, diyelim, temsil etmek, örnek göstermek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
exemple kelimesinin anlamı
örnek, misal, numunenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Aujourd'hui, ce temps changeant est un exemple d'un climat du littoral. Bugünkü değişken hava, sahil ikliminin tipik bir örneğidir. |
örnek, misalnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est un exemple d'abus de pouvoir. ⓘCette phrase n'est pas une traduction de la phrase originale. Bu örneğe bakarak fikir yürütebilirsiniz. |
örneknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Suivez mon exemple et vous connaîtrez le succès. |
örneknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
örnek, misal
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Son cours est un paradigme d'enseignement de l'histoire. |
örnek, misal
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
örnek, misal
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est un cas évident d'interférence politique. Bu açık bir siyasi müdahale örneğidir. |
liderlik, önderlik(leadership) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Toute l'équipe a suivi sa direction. Tüm takım, onun liderliği altında birleşti. |
rol modelnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est un très mauvais modèle pour les petites filles qui l'admirent. |
örnek, ideal örneknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On estimait qu'il était un exemple pour tous les pères - faisant tout ce qu'un bon père devrait faire. İyi bir babadan yapması beklenen her şeyi yaptığı için, diğer tüm babalar için ideal bir örnek olduğu düşünülüyordu. |
fevkalâde örnek, birşeyin harika bir örneğinom masculin (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette guitare, c'est l'archétype du style classique des années 1950. |
desennom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous allons répéter le même schéma une centaine de fois. |
kanıt olarak göstermek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
somut örnek, misalnom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Carlos est la personnification de la bonté. |
mesela, örneğin(abréviation) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Mange plus de fruits riches en fibres, par ex. des pruneaux et des figues. |
örneğin, meselaadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il y a encore des populations assez importantes d'ours en Europe, par exemple dans les Balkans. |
örneğinadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il est très attentionné. Par exemple, il lui offre des fleurs dès qu'elle déprime. |
iyi örneknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) En tant que professeur, il est important de montrer le bon exemple à ses élèves. |
örnek oluşturmak, örnek teşkil etmek, örneği olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Son comportement à l'audience est l'illustration parfaite (or: l'exemple même) de la dignité et de la patience. |
örnek oluşturmak, örnek teşkil etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ta mauvaise attitude est le parfait exemple de tout ce qui ne va pas avec les gens d'aujourd'hui ! |
örnekle göstermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Les professeurs doivent essayer d'être l'exemple de honneur et du respect pour leurs élèves. |
mükemmel örnek, açık örnek(figuré : parfait exemple) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
diyelim ki, diyelimadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Choisissez n'importe quel nombre, disons 7 (or: 7 par exemple), et multipliez-le par 4. |
temsil etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le papillon est un exemple d'espèce d'insectes. |
örnek göstermeklocution verbale (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
Fransızca öğrenelim
Artık exemple'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
exemple ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.