İngilizce içindeki ball ne anlama geliyor?
İngilizce'deki ball kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ball'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki ball kelimesi top, top, top, ayağın altı, baş parmağın alt kısmı, top, top, yumak, balo, top, top oyunu, , taşaklar, hayalar, cesaret, sikmek, bilyeli rulman, bilyeli mesnet, bilye, beysbol klubü, yumak, beysbol şapkası, plaj topu, geri kalmış, beyaz bilardo topu, yakar top, yakan top, işini/görevini yapmamak, futbol topu, Amerikan futbolu topu, çok eğlenmek, maskeli balo, top köfte, ahmak, naftalin topu, naftalin, yasak, uyanık, tenis topu, yıkı güllesi anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ball kelimesinin anlamı
topnoun (small: tennis, baseball) (tenis, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Throw me the ball. Topu bana at. |
topnoun (large: basketball, football) (basketbol, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) That soccer player controls the ball amazingly well. |
topnoun (sphere) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The cone had two balls of ice cream in it. Külahta iki top dondurma vardı. |
ayağın altınoun (part of foot at base of big toe) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He stood on the balls of his feet, ready to move. |
baş parmağın alt kısmınoun (base of thumb) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The ball of my thumb hurts while I'm playing the violin. |
topnoun (cannonball) (silah) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The naval frigate fired both ball and grapeshot at the sails of the enemy ship. |
top, yumaknoun (wool, etc. wound into ball) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He knitted the ball of wool into a cap and mittens. |
balonoun (formal dance) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) She bought a formal dress for the Christmas Ball. |
topnoun (bowling, billiards: hard ball) (bilardo, bovling) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He hit the cue ball as hard as he could. |
top oyununoun (game using a ball) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Let's play ball - we should have started ten minutes ago! |
noun (baseball: not swung at) The pitch was too high and was called a ball by the umpire. |
taşaklar, hayalarplural noun (vulgar, slang (testicles) (çoğul isim: Birden fazla varlığı ya da kavramı ifade eder.) John scratched his balls and yawned loudly. |
cesaretplural noun (vulgar, slang (courage, daring) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I don't have the balls for skydiving. Hava dalışı yapmayı götüm yemiyor. |
sikmektransitive verb (US, vulgar, slang (have sex with) (kaba, argo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The hot kisses made him want to ball her. |
bilyeli rulman, bilyeli mesnetnoun (metal bearing with ball) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) These ball bearings contain two rows of balls side by side. |
bilyenoun (metal ball in bearing) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The ball bearings rotate in the hub of the wheel. |
beysbol klubünoun (professional baseball team) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Whether the player will remain with the ball club is uncertain. |
yumaknoun (thin fibre wound into a ball) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) It's hard to crochet when the kitten keeps playing with the ball of thread. |
beysbol şapkasınoun (peaked sports hat) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The girl wore a baseball cap bearing the logo of her favorite team. |
plaj topunoun (toy: inflatable ball) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The children were playing with a beach ball. |
geri kalmışexpression (US, figurative (at a disadvantage) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The university is behind the eight ball when it comes to attracting international students. |
beyaz bilardo topunoun (snooker, pool: white ball) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) In pool, you hit the coloured balls with the white cue ball. |
yakar top, yakan topnoun (US (American ball game) (oyun) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) I always hated dodgeball, especially after the ball hit me in the face. |
işini/görevini yapmamakverbal expression (figurative (fail to do one's part) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) The company dropped the ball when the product was late in reaching some key markets. |
futbol topunoun (sports: round ball) (yuvarlak) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He kicked the football into the goal. Topu kaleye attı. |
Amerikan futbolu topunoun (sports: oblong ball) (yassı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He threw the football to his friend. Topu arkadaşına attı. |
çok eğlenmekverbal expression (informal (enjoy oneself immensely) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Thank you for a wonderful party; we all had a ball! |
maskeli balonoun (dance where costumes are worn) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) We went to the masked ball as Pierrot and Pierrette. |
top köftenoun (food: ground meat) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My favorite food as a child was spaghetti and meatballs. |
ahmaknoun (US, Can, informal (foolish person) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Don't be such a meatball; if you do that, you're going to get in trouble. |
naftalin topu, naftalinnoun (usually plural (pesticide for clothing) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Before storing the box of clothing, we added mothballs to protect its contents. |
yasakadjective (forbidding [sth]) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) There are signs saying "No smoking" all over the construction site. |
uyanıkadverb (figurative, informal (alert) (mecazlı) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) You need to be on the ball to spot the best bargains. |
tenis topunoun (rubber ball used in tennis) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yıkı güllesinoun (demolition tool) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
İngilizce öğrenelim
Artık ball'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
ball ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.