İngilizce içindeki conservative ne anlama geliyor?
İngilizce'deki conservative kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte conservative'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki conservative kelimesi tedbirli, gerici, geri kafalı, muhafazakâr, sağcı, Muhafazakar Parti, ihtiyatlı, tedbirli, tutucu, konservatif, dolandırmak, kazıklamak, kandırmak, kandırmak, dolandırmak, kazık, üçkâğıt, olumsuz nokta, aleyhte nokta, mahkum, hükümlü, tutuklu, aleyhte olan şey, muhafazakar, ezberlemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
conservative kelimesinin anlamı
tedbirliadjective (estimate: modest, low) (tahmin) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) A conservative estimate of the value of this painting is $100,000. |
gerici, geri kafalıadjective (resistant to change) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) My parents are becoming more conservative as they get older. |
muhafazakâradjective (of the political right) (siyaset) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Conservative views seem to be becoming more extreme. |
sağcınoun ([sb] of the political right) (kişi) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Peter is a Conservative and a supporter of capitalism. |
Muhafazakar Partiplural noun (UK, colloquial (British right-wing political party) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The Conservatives were in government from 1979 to 1997. |
ihtiyatlı, tedbirliadjective (investment) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
tutucuadjective (morally) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Andrea was pretty, but she always wore conservative clothing. |
konservatifadjective (medical treatment) (tıp: tedavi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Right now, the doctors are being conservative with Dan's cancer treatment. |
dolandırmak, kazıklamak, kandırmaktransitive verb (informal (trick, swindle) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The suspect apparently conned a number of elderly people. |
kandırmakverbal expression (informal (trick [sb] into doing [sth]) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) My friends conned me into going to see a musical. |
dolandırmakverbal expression (informal (swindle money from [sb]) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) The criminal conned one of his victims out of ten thousand dollars. |
kazık, üçkâğıtnoun (informal (trick, swindle) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Fred lost two hundred dollars in a con. |
olumsuz nokta, aleyhte noktanoun (disadvantage) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The plan's major con is its high cost. |
mahkum, hükümlü, tutuklunoun (informal, abbreviation (convict: prisoner) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The guard led the cons back to their cells. |
aleyhte olan şeynoun (usually plural (disadvantage, point against [sth]) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Each of the options has its pros and its cons. |
muhafazakaradjective (UK, written, abbreviation (politics: Conservative) (siyaset) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Fred Bloggs (Con.) has been elected as the MP for this constituency. |
ezberlemektransitive verb (archaic (learn by heart) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
İngilizce öğrenelim
Artık conservative'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
conservative ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.