İngilizce içindeki ill ne anlama geliyor?
İngilizce'deki ill kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ill'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki ill kelimesi hasta, rahatsız, sağlıksız, zararlı, rahatsız bir şekilde, kötü bir şekilde, kötü, fena, kötü, fena, değil, kötü bir şekilde, talihsizlik, yaygın sorun, -eceğim, -acağım, ölümcül hasta, hastalanmak, huzursuz, kötü niyet, talihsiz, çirkin, kaba, psikolojik rahatsızlığı olan, adı çıkmış, hakkında kötü konuşmak/kötü şeyler söylemek anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ill kelimesinin anlamı
hasta, rahatsız, sağlıksızadjective (person: sick) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Dan was so ill that he needed to go to the hospital. |
zararlıadjective (effects: harmful) (etki) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The medication has a label on it that warns of ill effects. |
rahatsız bir şekildeadverb (with difficulty, barely) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) After the market crash the business could ill afford bad publicity. |
kötü bir şekildeadverb (rudely, unkindly) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Sean tended to speak ill of his neighbors. |
kötü, fenaadjective (evil, inauspicious) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The weird hail storm in the middle of summer was interpreted as an ill omen by the superstitious townspeople. |
kötü, fenaadjective (bad, poor) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The city had an ill reputation, but it was actually very nice. |
değiladverb (not) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Karen ill deserves such a promotion. |
kötü bir şekildeadverb (badly) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) The old man always wore ill fitting clothes. We were ill informed by the insurance company. |
talihsizliknoun (literary (misfortune) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) He wished every ill upon his enemy. |
yaygın sorunplural noun (figurative (widespread problem) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The young people hope to bring an end to the ills of hunger and poverty. |
-eceğim, -acağımcontraction (colloquial, abbreviation (I will) I'll eat dinner at 7:00 tonight. |
ölümcül hastaadjective (seriously unwell) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) He became deathly ill about a month ago. |
hastalanmak(informal (become unwell) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) There's a chance you'll get ill while you're abroad. She gets ill when she sees blood. |
huzursuzadjective (socially awkward) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I am always ill at ease at events where I don't know anyone. |
kötü niyetnoun (resentment, bad feeling) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) There is clearly a feeling of ill will between the two politicians. |
talihsizadjective (doomed, having an unhappy ending) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The ill-fated decision haunted the politician for the rest of her career. |
çirkinadjective (ugly) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
kabaadjective (impolite) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) The class that I am teaching this year is full of ill-mannered students. |
psikolojik rahatsızlığı olanadjective (psychiatric disorder) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) |
adı çıkmışadjective (notorious) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Although de Sade was a man of ill fame, some of his works are considered to be classic French literature. |
hakkında kötü konuşmak/kötü şeyler söylemekverbal expression (say bad things about) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) You should not speak ill of someone when they aren't around. It's not good to speak ill of the dead. |
İngilizce öğrenelim
Artık ill'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
ill ile ilgili kelimeler
Eş anlamlılar
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.