İspanyolca içindeki pedir ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki pedir kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte pedir'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki pedir kelimesi ısmarlamak, söylemek, sipariş vermek, istemek, dilenmek, yardım istemek, yardım talep etmek, yiyecek istemek, talep etmek, istemek, başvurmak, müracaat etmek, istemek, talep etmek, rica etmek, rica etmek, istemek, talep etmek, satmaya çalışmak, yalvarmak, para almak, istemek, istirham etmek, talepte bulunmak, sipariş vermek, talep edilen, istenilen, sipariş etmek, sipariş vermek, yardım isteme, ödünç almak, randevu ayarlamak, randevu vermek, dilenmek, sadaka istemek, telsizle yardım istemek, (Cadılar Bayramı'nda) kapı kapı dolaşıp şeker isteme, otostop yapmak, (bankadan) kredi almak, randevu almak, özür dilemek, af dilemek, otostop yapmak, otostop çekmek, için yalvarmak, davet etmek, çıkma teklif etmek, -den randevu almak, otostop yaparak yolculuk etmek, bağırarak çağırmak, istemek, -e danışmak, randevu ayarlamak, özür dilemek, borç almak, kredi almak, karşılık olarak almak, af dilemek, özür dilemek, evlenme teklif etmek, kimlik sormak, kimlik istemek, dilenmek, evlenme teklif etmek, evlenme teklifinde bulunmak, mektupla ısmarlamak, otostop yapmak, otostop çekmek, kağıt istemek, dilek tutmak, para sızdırmak, yeniden sahneye çağırmak, tahrik etmek, borç para almak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
pedir kelimesinin anlamı
ısmarlamak, söylemekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Deberíamos pedir otra botella de vino. Bir şişe daha şarap ısmarlayalım. |
sipariş vermekverbo transitivo (yiyecek, içecek istemek) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) ¿Han pedido ya? Sipariş vermiş miydiniz? |
istemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El policía pidió mi licencia y registro. |
dilenmek
|
yardım istemek, yardım talep etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Le pidió ayuda. |
yiyecek istemekverbo transitivo (perro) (köpek) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mi perro hace trucos cuando le digo "ruédate" o "pide" |
talep etmek, istemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Le pedimos consejo a los sabios maestros. |
başvurmak, müracaat etmek(formal) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Thomas solicitó una tarjeta de crédito. Kredi kartı almak için başvurdu. |
istemek, talep etmek, rica etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Ella solicitó más tiempo para acabar el informe. Raporu bitirmek için sürenin uzatılmasını rica etti. |
rica etmek, istemek, talep etmek(formal) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El artista solicitó opiniones sobre su nueva escultura. |
satmaya çalışmak(con impertinencia, descaradamente) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El representante estaba llamando a todas las puertas de la calle, ofreciendo descaradamente su mercancía. |
yalvarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Scott rogó piedad para sus hijos. |
para almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El taxista me cobró £15. |
istemek(para, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Nos hemos acostumbrado a ver gente sin hogar mendigando dinero a los transeúntes. |
istirham etmek(resmi) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Te imploro que me concedas un favor. |
talepte bulunmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
sipariş vermekverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Por favor llama al restaurante chino y encarga sopa picante y amarga. |
talep edilen, istenilen
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) La tienda llamó para decir que ya había llegado el CD que Angela había ordenado. |
sipariş etmek, sipariş vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
yardım isteme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Es muy triste. Cuando la economía se fue en picada, más gente tuvo que mendigar simplemente para sobrevivir. |
ödünç almak(en préstamo) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) ¿Puedo usar tu bolígrafo? Kalemini ödünç alabilir miyim? |
randevu ayarlamak, randevu vermek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Te he reservado la hora del medio día para cortar y secar. |
dilenmek, sadaka istemek
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Cuando perdió su empleo, fue a sentarse en la esquina de la calle a mendigar. İşini kaybedince köşe başında dilenmeye başladı. |
telsizle yardım istemek(MX) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Uno de los alpinistas se había caído y roto la pierna así que su guía radió ayuda. |
(Cadılar Bayramı'nda) kapı kapı dolaşıp şeker isteme
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pedir dulces es lo único que me gusta de la noche de brujas. |
otostop yapmak(ES) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tal vez pueda hacer autoestop hasta el aeropuerto. |
(bankadan) kredi almakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Pediré un préstamo para pagarme los estudios. |
randevu almak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Si quieres un examen ocular, debes pedir una cita. |
özür dilemek, af dilemek(coloquial) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Si hieres los sentimientos de otra persona, deberías pedir disculpas. Birini üzdüğünüzde ondan özür dilemelisiniz. |
otostop yapmak, otostop çekmek(AmS) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Hoy en día la gente joven no hace dedo como antes. |
için yalvarmaklocución verbal (figurado) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Susana le pidió a su mamá de rodillas que la dejara ir a la fiesta, pero aun así no la dejó ir. |
davet etmek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) La anciana madre de Paul no se sentía bien así que Paul llamó al doctor. |
çıkma teklif etmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¿Sabes? Juan me ha pedido para salir, pero no sé si decirle que sí. |
-den randevu almak(paciente) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
otostop yaparak yolculuk etmek(AmS) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Una vez hice dedo por el país durante cinco días. |
bağırarak çağırmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El niño llamó a los gritos a su madre cuando ella se fue de la habitación. Ella pidió ayuda a gritos. |
istemek(birisinden bir şey) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) |
-e danışmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
randevu ayarlamak(birisi için) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) "Te pedí una cita para ver al Dr. Smith este lunes a las 4pm" dijo la recepcionista. |
özür dilemek(bir şey için) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mark pidió perdón por el retraso en responder a mi correo electrónico. |
borç almak, kredi almaklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Pediré un préstamo para pagar las vacaciones. Tatil masraflarımızı karşılamak için borç alacağım. |
karşılık olarak almaklocución verbal (fidye) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los piratas pidieron un rescate de millones de dólares por el barco. |
af dilemek, özür dilemek(a alguien) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jane me pidió disculpas por haberme dicho mentirosa. |
evlenme teklif etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Robert le compró un anillo a Sophie. Creo que le va a proponer matrimonio. |
kimlik sormak, kimlik istemek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El dueño de la licorería siempre me pide la documentación aunque ya sabe que tengo 22. |
dilenmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El niño pobre pedía comida y dinero a extraños en la calle. |
evlenme teklif etmek, evlenme teklifinde bulunmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Me propuso matrimonio a medianoche en la playa. |
mektupla ısmarlamaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Creo que mandaré a pedir el nuevo libro que vi en Amazon. |
otostop yapmak, otostop çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
kağıt istemeklocución verbal (iskambil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Es mi turno y voy a pedir carta. |
dilek tutmaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Audrey miró al cielo nocturno y le pidió un deseo a una estrella: que todos sus sueños se hicieran realidad. |
para sızdırmaklocución verbal (birisinden) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ayer me pidió prestadas veinte libras esterlinas. |
yeniden sahneye çağırmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El público pidió un bis al artista. |
tahrik etmeklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El duque había pedido a uno de sus sirvientes que cometiese el crimen. |
borç para almaklocución verbal (gündelik dil) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El adolescente le pidió 20 libras a su madre. |
İspanyolca öğrenelim
Artık pedir'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
pedir ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.