İspanyolca içindeki saltar ne anlama geliyor?
İspanyolca'deki saltar kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte saltar'ün İspanyolca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İspanyolca içindeki saltar kelimesi hoplamak, zıplamak, atlamak, üzerinden atlamak, aniden kalkmak, zıplamak, hoplamak, atılmak, zıplamak, üzerinden aşmak, birden ortaya çıkmak, aniden belirmek, atlamak, sıçramak, arasında gidip gelmek, (üzerinden) atlamak, sıçramak, hoplamak, pike yapmak, engel atlamak, üzerinden atlamak, üstünden atlamak, üzerinden atlamak, öfkelenmek, kızmak, üstünden atlamak, üzerinden atlamak, üstünden atlamak, atmak, gözleri yuvalarından fırlamak, kesilmek, fırlamak, üstünden atlamak, oynayıp zıplamak, hoplayıp zıplamak/sıçramak, sıçramak, zıplamak, dalmak, (aniden) çıkmak, fırlamak, aşmak, düşünmeden/pat diye söylemek, çıkmak, kısa devre yapmak, hızlı gitmek, ip atlamak, paraşütle atlamak, iflas ettirmek, sevinçten çılgına dönmüş, açmak, ip atlama, hoplamak, zıplamak, önüne fırlamak, -e atlamak, -den atlamak, -den aşağı atlamak, üstüne atlamak, üstünden atlamak, dikkat çekmek, bungee atlayışı yapmak, tramplende zıplamak, -in üzerine atlamak, atlamak, havaya sıçramak, paraşütle atlamak, ip atlamak, malum olmak, sıçramak, engelli koşu yapmak, popüler olmak, ile çelişmek, etkinleştirmek, devreye sokmak, üzerinden atlatmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
saltar kelimesinin anlamı
hoplamak, zıplamakverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La niña pequeña saltaba felizmente calle abajo. |
atlamakverbo intransitivo (figurado) (mecazlı) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Saltaba de una tarea a otra sin cesar. |
üzerinden atlamakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Saltó el charco para evitar mojarse los zapatos. Ayakkabıları ıslanmasın diye su birikintisinin üzerinden atladı. |
aniden kalkmak(iskemleden, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Brincó de su silla cuando se dio cuenta de que no podía ver al bebé. |
zıplamak, hoplamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Brincó en su lugar varias veces para entrar en calor sin desplazarse. Isınmak için bir yukarı bir aşağı zıpladı. |
atılmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El león se acercó a la zebra descuidada y saltó. |
zıplamakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tendí mi mano hacia abajo y él saltó, y logró agarrármela. |
üzerinden aşmakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
birden ortaya çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Max abrió el armario y sus hijos saltaron gritando "¡Sorpresa!". |
aniden belirmekverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Muchas tiendas de segunda mano empezaron a saltar por todo mi pueblo. |
atlamak, sıçramak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Kyle saltó la reja. |
arasında gidip gelmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El clima está saltando de insoportablemente caluroso a un frío fuera de temporada. |
(üzerinden) atlamak, sıçramakverbo transitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Escapándose de la policía, el criminal saltó sobre la verja. |
hoplamakverbo intransitivo (tavşan) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El conejo saltaba y olía todo en el recinto. |
pike yapmak(havada) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los acróbatas saltaron en las redes. |
engel atlamakverbo transitivo (un obstáculo) (yarış) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jamie saltó el cerco y se fue corriendo. |
üzerinden atlamakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El caballó saltó la barrera y salió al galope. |
üstünden atlamakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
üzerinden atlamakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
öfkelenmek, kızmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Tiene tan mal genio que salta con facilidad. |
üstünden atlamakverbo transitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Dando un solo brinco, Adam saltó la verja. |
üzerinden atlamak, üstünden atlamakverbo intransitivo (por encima de algo) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La muchedumbre empezó a saltar por encima de las barreras de seguridad sin que la policía pudiera contenerlos. |
atmak(fusible, bombilla) (sigorta, vb.) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El pico de tensión hizo saltar los fusibles. |
gözleri yuvalarından fırlamakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Sus ojos saltaron y Vivian trató de disimular la sorpresa y tranquilizarse. |
kesilmekverbo intransitivo (elektrik: aşırı yükleme sonucu) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
fırlamakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Viendo que era momento de atrapar a su presa, el leopardo saltó. |
üstünden atlamakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los corredores saltaron las vallas. |
oynayıp zıplamak, hoplayıp zıplamak/sıçramak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los niños saltaban (or: brincaban) por la habitación, gritando y riendo. |
sıçramakverbo intransitivo (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
zıplamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El cachorrito salta en la pradera. |
dalmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Mike llegó al borde de la piscina, dudó un momento y luego se zambulló. |
(aniden) çıkmak, fırlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El payaso saldrá de la caja. Kutunun içinden aniden bir palyaço fırlayacak. |
aşmak(deporte) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El corredor salvó todas las vallas. Koşucu tüm engelleri aştı. |
düşünmeden/pat diye söylemek
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) "¡No fui yo!", soltó abruptamente Jack a la defensiva. |
çıkmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La valija estaba tan llena que cuando la abrió toda la ropa salió despedida hacia el piso. |
kısa devre yapmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Se produjo un cortocircuito. |
hızlı gitmek(coloquial) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) El ladrón fue pitando por la calle, con la policía persiguiéndolo. |
ip atlamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los niños saltaban la soga y jugaban a la rayuela en el patio. |
paraşütle atlamaklocución verbal (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Sí, tenemos planeado saltar en paracaídas la próxima semana. Tengo que arreglar el mío. |
iflas ettirmek(general) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El hábil jugador de cartas dejó en bancarrota a la casa. |
sevinçten çılgına dönmüş(coloquial) (resmi olmayan dil) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sophie estaba loca de alegría en su boda. |
açmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El ladrón activó el sensor. |
ip atlama
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Saltar la cuerda es un excelente ejercicio. |
hoplamak, zıplamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Hailey gritó y saltó a la pata coja cuando pisó algo afilado. |
önüne fırlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El asesino salió de la nada. |
-e atlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Roy se tiró al río para salvar al hombre que se ahogaba. |
-den atlamak, -den aşağı atlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tenía miedo de tirarse desde el trampolín. |
üstüne atlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) ¡Por favor, no salten sobre la cama, chicos! |
üstünden atlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Yvonne saltó por encima del molinete y subió al tren sin pagar. |
dikkat çekmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) De verdad salta a la vista. |
bungee atlayışı yapmak(ES) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) ¿Quién se atreve a hacer puenting desde este acantilado? |
tramplende zıplamak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
-in üzerine atlamak(animal) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El águila saltó sobre el conejo y se lo llevó. El oficial saltó sobre el pistolero y le quitó el arma. |
atlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Se metió en la piscina y dio un grito porque el agua estaba muy fría. |
havaya sıçramakverbo intransitivo (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Varios saltaron de sus asientos para protestar. |
paraşütle atlamaklocución verbal (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El piloto saltó en paracaídas justo antes de que su avión chocara con los árboles. |
ip atlamak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Los boxeadores saltan a la cuerda para mejorar su energía y ritmo. |
malum olmak(figurado) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) El detective estaba tomándose un té cuando de repente la respuesta saltó a la vista: había sido el mayordomo. |
sıçramak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) La rana salta desde la hoja del nenúfar. |
engelli koşu yapmak(atletismo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ken ha estado saltando vallas por años. |
popüler olmak
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Tengo la sensación de que esta banda saltará a la fama después de su primer concierto. |
ile çelişmek(figurado) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Los dos candidatos volvieron a sacarse chispas en un intenso debate preelectoral. |
etkinleştirmek, devreye sokmaklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El ladrón hizo saltar la trampa. |
üzerinden atlatmaklocución verbal (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) El jinete hizo saltar su caballo por sobre la puerta. |
İspanyolca öğrenelim
Artık saltar'ün İspanyolca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İspanyolca içinde arayabilirsiniz.
saltar ile ilgili kelimeler
İspanyolca sözcükleri güncellendi
İspanyolca hakkında bilginiz var mı
İspanyolca (español), Castilla olarak da bilinir, Roman dillerinin İber-Romantik grubunun bir dilidir ve bazı kaynaklara göre dünyanın en yaygın 4. dilidir, diğerleri ise onu listeler. en yaygın 2. veya 3. dil olarak. Yaklaşık 352 milyon kişinin ana dilidir ve konuşmacılarını dil olarak eklerken 417 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. alt (1999'da tahmin edilmektedir) İspanyolca ve Portekizce çok benzer gramer ve kelime hazinesi; bu iki dilin benzer kelime dağarcığının sayısı %89'a kadar çıkmaktadır.İspanyolca dünya çapında 20 ülkenin ana dilidir.İspanyolcayı konuşan toplam kişi sayısının 470 ile 500 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. ana dili konuşanların sayısına göre dünyada en çok konuşulan ikinci dil.