İzlandaca içindeki sinna ne anlama geliyor?

İzlandaca'deki sinna kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sinna'ün İzlandaca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

İzlandaca içindeki sinna kelimesi bakmak, uğraşmak anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sinna kelimesinin anlamı

bakmak

verb (Birşeyin tamamlanması için dikkatini vermek.)

Þessi börn hafa engan til að sinna þeim.
O çocukların kendilerine bakacak kimsesi yok.

uğraşmak

verb (Birşeyin tamamlanması için dikkatini vermek.)

Veistu hvađ ég ūurfti ađ sinna mörgum syrgjandi foreldrum ūegar Víetnam var?
Vietnam boyunca kaç tane kederli aileyle uğraşmak zorunda kaldığımı biliyor musun?

Daha fazla örneğe bakın

4 Heldur þú í við þá lesáætlun í Biblíunni fyrir hverja viku sem tilgreind er í námsskrá Guðveldisskólans, jafnvel þótt þú hafir mörgu að sinna?
4 Dolu bir programın olmasına rağmen, Konuşma Yeteneğini Geliştirme İbadetinde önerilen haftalık Mukaddes Kitap okuma programına ayak uyduruyor musun?
Í öðrum tilvikum hafa söfnuðir og einstaklingar boðist til að hafa auga með öldruðum einstaklingum þannig að börn þeirra gætu haldið áfram að sinna því þjónustuverkefni sem þeim hefur verið falið.
Başka durumlarda, cemaatler ve bireyler, çocuklarının tayin edildikleri yerlerde kalabilmeleri için yaşlıların bakımını üstlenmek konusunda istekli davrandılar.
Með hjálp foreldra sinna og annarra í söfnuðinum náði þessi unga systir samt því markmiði sínu að verða brautryðjandi.
Bu genç hemşire anne babasının ve cemaattekilerin yardımıyla daimi öncülük hedefine ulaştı.
(Sálmur 65:3) Áður en frumgetinn sonur Guðs kom til jarðar hafði hann séð hvernig Guð bregst við bænum dyggra dýrkenda sinna.
İnsan öncesi yaşamı sırasında bu ilk Oğul, Babasının, vefalı hizmetçilerinin dualarını nasıl cevapladığını görmüştü.
Þótt Ísraelsmenn þyrftu að sinna líkamlegum þörfum sínum mátti það ekki skyggja á andleg mál.
İsrail ulusu fiziksel ihtiyaçlarıyla, ruhi faaliyetlere dikkatini veremeyecek ölçüde ilgilenmemeliydi.
(Orðskviðirnir 27:11) Og Guð lýsir því hvernig honum líður þegar þjónar hans þjást af hendi óvina sinna: „Hver sá er snertir yður, snertir augastein minn.“
(Süleymanın Meselleri 27:11) Hizmetçilerine düşmanlar tarafından zulmedildiğinde ise ne hissettiğini şu sözlerle tanımlıyor: ‘Size dokunan benim gözbebeğime dokunmuş olur.’
Karlmenn þurfa því að standa Kristi reiknisskap gerða sinna og að lokum Guði.
Evet, erkeğin de bir başı var. O, Mesih’tir.
Verð að sinna ýmsum málum í Lincoln
Lincoln' de yapacak işlerim var
Hann hvíldist í klukkutíma og lagði svo af stað til að sinna næsta verkefni.
Bir saat kadar dinlendikten sonra öteki işine gidiyordu.
„Eins skuluð þér, eiginkonur, vera undirgefnar eiginmönnum yðar, til þess að jafnvel þeir, sem vilja ekki hlýða orðinu, geti unnist orðalaust við hegðun kvenna sinna, þegar þeir sjá yðar grandvöru og skírlífu hegðun. . . . [í] búningi hógværs og kyrrláts anda.“ — 1. Pétursbréf 3: 1-4.
“Aynı şekilde siz zevceler kocalarınıza tabiyette olun şöyle ki, eğer bazıları söze itaat etmiyorsa derin saygı ve iffetli hareket tarzınızın [ve de] halim ve sakin ruhunuzun bizzat şahitleri olduklarından, zevcelerinin hareket tarzıyla sözsüz kazanılabilsinler.”—I. Petrus 3:1, 4.
En þótt þeir hafi verið fluttir í burtu, munu þeir snúa aftur og land Jerúsalem verða þeirra eign. Þess vegna verður þeim enn á ný askilað til erfðalanda sinna.
Ve onlar sürgün edilmelerine rağmen geri dönüp Yeruşalem’e sahip olacaklar; bu nedenle mirasları olan ülkeye yeniden geri getirilecekler.
Albert Barnes, biblíufræðingur á 19. öld, nefnir að fjárhirðar hafi gætt hjarða sinna úti í haga að næturlagi um það leyti sem Jesús fæddist og kemst síðan að þessari niðurstöðu: „Það er augljóst á þessu að frelsari okkar var fæddur fyrir 25. desember. . . .
19. yüzyılda yaşamış Mukaddes Kitap bilgini Albert Barnes, İsa’nın, çobanların gece açık havada sürülerine bekçilik ettiği bir dönemde doğduğundan söz ettikten sonra, şu sonuca vardı: “Bundan da açıkça anlaşılıyor ki, Kurtarıcımız 25 Aralıktan önce doğmuştur. . . . .
Hugsaðu til þess hvernig Jehóva kom boðum áleiðis til þjóna sinna á hættutímum til forna.
Yehova’nın geçmişte kritik zamanlarda halkıyla nasıl iletişim kurduğunu düşünün.
Mósebók 24: 3-8) Sáttmálinn kvað á um að þeir myndu hljóta blessun Jehóva ef þeir héldu boðorð hans en glata blessuninni og falla í hendur óvina sinna ef þeir ryfu hann.
(Çıkış 24:3-8) Bu Kanun Ahdi’nin koşulları uyarınca, Yehova’nın emirlerine itaat ederlerse O’nun tarafından bol bol bereketleneceklerdi, ama ahdi bozarlarsa bereketini kaybedecek ve düşmanlarına tutsak olacaklardı.
En sýndu ísraelskir bændur örlæti sitt með því að láta nóg óskorið á jöðrum akra sinna og sýna þannig hinum fátæku velvild voru þeir með því að vegsama Guð.
Fakat İsrailli çiftçiler tarlalarının kenarında geniş bir alan bırakmakla cömert bir ruh göstermiş olacaklar ve bu şekilde fakirlere iyilik etmekle Yehova’ya izzet vereceklerdi.
Átakanlegur fjöldi barna sætir líkamlegu eða andlegu ofbeldi og kynferðislegri misnotkun af hendi foreldra sinna.
Şaşırtıcı sayıda çocuk, kendi ana babası tarafından şiddetle dövülüp, sözle veya cinsel bakımdan kötüye kullanılmaktadır.
(Jesaja 1:25) Hann greinir líka frá hópi þjóna sinna þá sem neita að láta hreinsa sig, „sem hneykslunum valda og ranglæti fremja.“
(İşaya 1:25) O, aynı zamanda, tasfiye işlemine tabi olmayı reddedenleri ve “sürçmeğe sebep olan bütün şeyleri, ve fesat işliyenleri” elekten geçirir.
(Galatabréfið 6:10) Besta leiðin til að ‚gera öðrum gott‘ er auðvitað sú að sinna andlegum þörfum þeirra.
(Galatyalılar 6:10) Tabii, başkalarına ‘iyilik etmenin’ en iyi yolu, onların ruhi ihtiyaçlarını fark etmelerini sağlamak ve bunları karşılamaktır.
12 Þeir sem sinna ekki viðvörunum hins trúa þjóns kalla óhjákvæmilega erfiðleika yfir sjálfa sig og ástvini sína.
12 Sadık hizmetkârın uyarılarına kulak asmayanların kendilerine ve sevdiklerine zarar vermesi kaçınılmazdır.
Ekki er óalgengt að þau séu öguð fyrir að vera annaðhvort „bekkjarplága“ eða „bekkjarhirðfífl,“ því að þau eiga erfitt með að hafa stjórn á hegðun sinni og meta afleiðingar gerða sinna.
Davranışlarını denetlemekte ve hareketlerinin sonuçlarını değerlendirmekte zorluk çektiklerinden dolayı ya sınıf kabadayısı ya da sınıf soytarısı oldukları için onlara disiplin verilmesi nadir bir olay değildir.
Við megum treysta að Jehóva geti, alveg eins og hann leiddi nokkrar milljónir Ísraelsmanna óskaddaða inn í fyrirheitna landið, unnið fleiri ógnþrungin kraftaverk þegar hann leiðir milljónir hugdjarfra þjóna sinna í gegn um Harmagedón inn í hina nýju skipan. — Opinberunarbókin 7:1-3, 9, 14; 19:11-21; 21:1-5.
Birkaç milyon İsrailli’nin hiçbir zarar görmeden Vaat Edilen Diyar’a girmesini sağlayan Yehova’ya güvenelim. O, kavminin içinde olan milyonlarca korkusuz kişiyi yeniden huşu uyandıran mucizelerle Armagedon’dan sağ geçirmeye kadirdir.—Vahiy 7:1-3, 9, 14; 19:11-21; 21:1-5.
Hvað geta börn lært af því að hlusta á bænir foreldra sinna?
Çocuklar ana babalarının dualarını dinlerken ne öğrenebilirler?
6 Og svo bar við, að fólkið iðraðist ekki misgjörða sinna, heldur fylltust liðsmenn Kóríantumrs reiði gagnvart liðsmönnum Sís, og liðsmenn Sís fylltust reiði gagnvart Kóríantumr og hans liðsmönnum, og lögðu því liðsmenn Sís til orrustu gegn liði Kóríantumrs.
6 Ve öyle oldu ki halk kötülüklerinden tövbe etmedi; ve Koriyantumur halkı Şiz halkına karşı kışkırtılıp öfkelendirildi; ve Şiz halkı da Koriyantumur halkına karşı kışkırtılıp öfkelendirildi; bu nedenle Şiz halkı Koriyantumur halkına savaş açtı.
Formaður sjálfur, sem sinna sem vinnuveitanda heimilt að láta sinn dóm gera frjálslegur mistök á kostnað af starfsmanns.
Başkan kendisi, kendi kapasitesi gibi işverenin kararını bir pahasına rahat hatalar yapalım çalışan.
Börnin hafa mikið að gera — sinna skólanámi, heimilisstörfum og andlegum verkefnum.
Çocukların dersler, ev işlerine yardım ve ruhi etkinlikler de dahil yapacak çok işi var.

İzlandaca öğrenelim

Artık sinna'ün İzlandaca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İzlandaca içinde arayabilirsiniz.

İzlandaca hakkında bilginiz var mı

İzlandaca bir Cermen dilidir ve İzlanda'nın resmi dilidir. Germen dil grubunun Kuzey Germen şubesine ait bir Hint-Avrupa dilidir. İzlandaca konuşanların çoğunluğu İzlanda'da yaşıyor, yaklaşık 320.000. Danimarka'da 8.000'den fazla yerli İzlandalı konuşmacı yaşıyor. Dil ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 5.000 kişi ve Kanada'da 1.400'den fazla kişi tarafından konuşulmaktadır. İzlanda nüfusunun %97'si İzlandaca'yı ana dili olarak görse de, İzlanda dışındaki topluluklarda, özellikle Kanada'da konuşanların sayısı azalmaktadır.